Bla bla bla diye devam eder. Aslında olmaması gereken şeylerdir elimize imkân diye sıkıştırılanlar. Mesela neden tel örgüler içine hapsedilir görevliler ve aileleri?üstelik bir kaç çocuk parkı birkaç spor salonuyla da agziniza bal çalarlar hayvanat bahçesinde tel orguler arkasında kalmış filler yada aslanlar gibi. Bak hapsettik ama oyuncak da koyduk içine sus kes sesini delirmeden önce onlarla oyna işte. Neden izole bir hayat yaşarlar? Amk altı ustu memur? Postacidan bir farkı olmamalı ki. Ama yok olur mu olmaz her turk asker doğar. Fizikçi dogmak bize yakışmaz çünkü. Çocukları sivil hayattan bihaber büyürler ki bu görev suresi bitince yada kendileri sivil hayata adım atınca (üniversite gibi) büyük bir travma girtlaklarina takılacaktır demir bir yumruk gibi. Yutarlar mi yok ordan alamaz başka yerden mi yan gelip mi çamura yatıp mi? Bilmem. Çoğunun şımarık büyütüldüğü gerçektir lakin o tel orgulerin içinde de sapitmadiklarina biraz da dua etmelidir. Hem sımarık hem de çoğunluktan daha disiplinli olduklarını da göz ardı edemeyiz. Evinin bombalanmasını, tam teçhizatlı korumalarla okul kapısından alınmayı,silahi, çatışmayı, ölümü, siren seslerini, gaz maskelerini,sabah gordugu yan komşunun akşam ailesiyle birlikte oldurulmesini normallestirmis çocuklardır -mecburen- . etraflıca düşünüp hüküm verilebilmeli.
Ordunun millet gözündeki konumu tekrar gözden geçirilmeli. Yıllarca devletin bir kolu gibi değilde amiyane tabirle "Allahi" gibi yaşadıkları için sorgulanmak akıllarının uçlarından dahi gecmez. Haliyle vatandaşın da geçmedi. Ama böyle değil.görevler sınırlar belli olmalı. Devlete bağlı memurlar olduğu unutulmamalı. Elbette yılın beş ayı yatan öğretmenle -37 de donmamak için en fazla 20 dakika nöbet tutan asker aynı zorlukla çalışmıyor. Ama bunu bir amatör gibi lirik bir platforma dokmenin anlamı yok. Neyse emeğinin karşılığı ona gore maaş alması yeterli.
Sanırım yine sıkıldım bu kadarı yeterli.