ankara devlet tiyatrosunca sergilenmekte olan oyun.
oyunun ilk perdesi 80 dakikaydı ,biraz uzun geldi bana ama sıkmadı kesinlikle... sanırsam konuşmaların bazen fazla uzamasının da etkisi var.. e tabi şekspir in oyunu olunca pezevenk rolündeki bile uzun, manalı cümleler kurabiliyor.. oyun, şekspir oyunuysa olayların gelişmesinin de cok zekice olacagını -oldugunu- kestirmek zor olsa gerekmez.. izlerken satranc oyununda oldugu gibi rakibi köşeye sıkıştırmak için yapılan hamlelere bolca rastladık(özellikle dük tarafından).. oyunun dekoru 2.5 saat boyunca aynı kaldı hep.. aynı kaldı ama sahnede dekor namına da sadece duvar görevi gören bi tahta ve o tahta üzerinde 2 kapı vardı... dekorun bu denli sade olması bence fazla raahtsız edici değildi,bu sayede oyunculara yogunlasma daha kolay oldu... oyunculuk konusunda sinan pekinton(dük) -etkileyici ses tonuyla da- oldukça öne çıktı.. satranç oyuncusu diğer rakip murat çıdamlı(angelo) ise diğer bir öne çıkan isimdi.. kendisini ankara dt de ilk izleyişim oldu fakat 5yıl önce trabzon dt de defalarca izlemiştim.. ankara dt ye transfer olan trabzonlulardan biri de o.. oyunun konusuna gelirsek adından da anlasılacagı gibi "madem öyle işte böyle" havası var.. adalet dagıtmaya çalışırken adaletsiz olunabildiğini, adalet kurallarını koaynın da uygulayanın da insan olmasından ötürü insani zaaflara yenik düşmenin mümkün oldugunu,adaletin belki de merhametten geçtiğini anlatan bir oyun... oyunu izlerken ben de düşünmüştüm ama ekşi sözlükte birisi yazmış.. bu oyunun hakikatten ortaya çıktıgı dönem göz önüne alındıgında böylesine gaflete de düşebilen kralların vb. üst tayfanın önünde bu oyunun oynandıgını düsünmek oyunu daha da güclü yapıyor..