nereden başlıyacağımı bilmiyorum. hayatınızın bir döneminde veya hayatınızın bir dönemine kadar, eksik hissediyorsunuz kendinizi, yarım. hayatınızın bir amacı olmuyor, hiç birşey tat vermiyor ordan oraya sürükleniyorsunuz. içinize kapanıksınız, herşeyi içinize atıyorsunuz. yapayalnız hissediyorsunuz kendinizi. kimse sizi anlamıyor, içinize dokunamıyor. çok uzun zaman geçirdim böyle. hayatımın büyük çoğunluğu böyle geçti. sonra birgün, kış ayında, karlarla kaplı bir gün birini, gördüm. hayatım değişti. daha tanışmamıştım onunla, aramızda hiç konuşma geçmemişti ama içime dokunabildiğini hissetmiştim. o bunun farkında bile değildi. tamamlanmış hissettim kendimi. ne tuhaf. siz böyle hissederken o farkında bile olmuyor bunun. aşık oluyorsunuz ve hayatınızın çizgisi bambaşka bi yere doğru yöneliyor. onunla tanıştım sonra, konuştum, ismini öğrendim. sevdiği bir şarkıyı beraber dinledim, onunla konuştum, hatta konuşmadan ona bakmak bile beni mutlu ediyordu. sonra hayatımın o belirsiz dönemi birden kayboldu. kendimi tamamlanmış hissettim, içimde, kalbimin en derin köşesinde ki eksiklik geçti, hayatımın merkezine oturdu, hayatımın bir amacı oldu. benim o güne kadar doğru düzgün sevgilim bile olmamıştı. hep insanlardan kaçmayı tercih etmiştim, bunu belli etmeden yapıyordum. arkadaşlıklarım vardı hatta uzun arkadaşlıklar ama herkesten sakladığım şeyler olurdu, kimseye güvenmediğim, anlatmadığım, kendime bile söylemediğim şeyler. bi farkındalığım olmaya başladığı zamanlar lise dönemleriydi. çok sınıf değiştirmiştim, her sene. o yüzden tanığım kişiler çoktu. o zamanlar beni görenler çevresi var diyebilirdi, etrafında onu seven arkadaşlıkları var diyebilirdi. ama aslında işin gerçeği çok içe kapanık biriydim. hatta belli bi yere kadar asosyaldim, insanların, ailem dışında ki insanların demeliyim beni seveceklerine inanmıyordum. ailem dışında ki kimsenin sevmediği**, içe dönük, ailesiyle bile hiç bişey paylaşmayan biriydim. sonra soğuk bi gecede, benim soğukta hep burnum akar, yine aktı sonra bana baktı ve elleriyle sildi, düşünün ailesi dışında sevgi görmemiş bi adam için bu ne demek? sizi sevmez zorunda olmayan birinin bana böyle davranması. sevildiğimi hissettim. çok basit gibi görünüyor değil mi? o yumuşaçık, bembeyaz, tertemiz elleriyle sildi burnumu, sonra gülümsedi. ona da anlatırım. o gördüğüm en güzel kızdı, gülümsemesi beni mutlu etmeye yetiyordu, en mutsuz anımda gülmesi yeterliydi, bakışları beni sakinleştirip huzur veriyodu. öyle bi bakıyordu ki bu dünya da kimse öyle bakamaz bana, sanki bambaşka bi dünya da buluyordum kendimi. insanın aşık olduğu kişinin de onu sevmesi tarifsiz. dünyanın en güzel kızı benimle. sonra yavaş yavaş herşeyimi paylaşmaya başladım onunla, kalbime dokunabiliyordu, yargılamıyordu, çocukken beni korkutan şeylerden, en büyük korkularıma kadar anlattım ona, dinledi. o anlattı herşeyini, ben dinledim. hayatım çok güzel ilerliyordu. sonra arkadaşlıklarım bozuldu, uyarmıştı beni. dinlemedim, biliyordum haklı olduğunu. ona bana sevgisi gibi, verdiği arkadaşlığı için ona güzel arkadaşlıklar kazandırmak istiyordum. aptalcaydı. çünkü en başından haklıydı. sonra gitti hayatımın bi döneminde. eğer inançlı kişiler varsa söyliyeyim cehennemden ve ölümden çok korkmayın çünkü daha kötüsü var. ölü gibi yaşamak. canınızın çok acıması, ölmek istemeniz ama ölememeniz. nefes alışverişleriniz bi ölününkine benzemeye başlıyor. ne var ne yok. şimdi ki nefes sorunum da o zamanlar başladı. hayatınım birden siyah beyaz oldu. duvarlara, halılara, boşluğa saatlerce baktım. ağladım, çok ağladım. bazen o kadar ağladım ki göz pınarlarım kurudu. hiç birşeye merhamet beslemiyordum acımıyordum, kalbim yerinde yok gibiydi. geceleri uyandım uykumdan ağladım. insanın en büyük pişmanlığı bu hayatta sevdiğini yaşarken kaybetmek. hayatınızın en önemli tavsiyesini veriyim sizlere. işinizi, paranızı, malınızı, mülkünüzü, yargılarınızı, gururunuzu kaybedebilirsiniz. ama sevdiğinizi kaybetmeyin. hepsi olmadan yaşayabilirsiniz. ama sevdiğiniz olmadan bi ölüden farkınız olmıycak. ölülere nefes bile gerekmez. bekledim bende. hep bekledim. hayatıma devam etmemi söylediler, ama hayat yoktu ki o olmadan? eğer iki kez sevebiliceğinizi söylüyolarsa bu yalan. en azından benim için öyle. ben bir kez ve son kez aşık olmuştum. sonra o geldi, tekrar. o mutluluğu tarif edemem. kör bir çocuğun gözlerini gökkuşağına açması gibiydi, rengarenk şekerleri görmesi gibi, annesini görebilmesi gibi. bu aralarda arkadaşlıklarımda bitti, çıkardım hayatımdan. sevdiğim kaldı bi tek. kendimi onunlayken hiç yalnız hissetmedim. hiç mutsuz hissetmedim. onunla uyurken o kadar huzurluydu ki ömür boyu öyle kalabilirdim, izleyebilirdim yüzünü. sevdiğinizin yüzünü ezberleyin. ben her gözümü kapattığımda onu görüyorum. kaybetmekten korkuyorum sürekli. hayatımda hiç bişeyden korkmuyorum ama onu kaybetmekten korkuyorum. bitirdiğim hiç bişeye dönüp tekrar bakmadım. ama insan kalbi olmadan yaşayamaz ki? bir tek sevdiğim kaldı geriye. demiştim herşeyi paylaştım onunla, anlattım, anlattık. makarna yaptı bana, ne kadar basit diyceksiniz ama elleriyle benim için makarna yaptı dediğim gibi ben, ben sevgisiz bi insanım, kimsenin sevgisini de kabul etmemiş biriydim, kimse beni onun gibi sevmedi, benim için çok özel bişeydi bu, böyle küçük görünümlü şeyler mutlu ediyordu beni. eğer biri en sevdiğim yemeği sorarsa onun yaptığı makarna derim. yine makarna yaptı bi gün sonra anlatmaya başladı sarıldı bana, 4 yıl geçmişti ilk kez daha derine inip anlatmıştı, gözleri doldu, sonra yanaklarından süzüldü, asla ağladığını göstermez kolay kolay kafasını omzuma koyardı öyle de yaptı, insanların kendisini anlamasını, çözmesini istemezdi, ondan dolayı bu benim için çok değerliydi. onun içinde. elimde olsa onun göz yaşlarını ömür boyu saklarım. göz yaşlarımı silerdi benim, yine o bembeyaz, küçücük elleriyle. nasıl korkmam gitmesinden. aramız bozuk olunca hiç birşey mutlu etmez beni, tedirgin oluyorum, tekrar gitmesinden korkuyorum. geri geldiği zaman ipten almıştı beni dayanacak gücümün artık olmadığı anda, tükendiği. hayatımda sevdiğim, değer verdiğim, ölesiye sevdiğim, güvendiğim bi o kaldı. ömür boyu giderim peşinden. hatalar yapıyorum korktuğum için farkındayım, boğuyorum sıkıyorum bazen, affet beni. seni çok seviyorum. sevdiğim için korkuyorum. hayatım gitsin elimden sen gitme, sen hayatsın çünkü. hediyesin benim için. hep sev beni. herkesin kıskandığı bir güzelle beraber olmak, o güzele aşık olmak, onun seni sevmesi.. birbirimiz için yaratılmışız demiştin ya hani, dünyalar benim oldu, bencede öyle çünkü. sen sevmesende severim ben seni. ama sen ol. güzel olalım hep. gecelerim seninle geçsin, rüyalarıma eşlik et, masallarımla uyu. seni çok seviyorum, kalbim.