Bugün derin düşüncelerle doluyum, hayatın manasını düşünüyorum, felsefe okuyorum, düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Bu, belki hayatın sorunlarıyla mücadele edebilmenizi kolaylaştırır diye:
Kadın ile erkek arasındaki her tartışmada son sözü kadınlar söyler. Kadının son sözünden sonra erkeğin söyleyebileceği her laf, yeni ve tamamen farklı bir tartışmanın başlangıcı olur.
Bundan sonraki cümle doğru bir beyandır. Bundan önceki cümle yanlış bir beyandır.
Her sabah güneş doğarken o günü hayatınızın son günüymüş gibi düşünün. Bir gün mutlaka haklı çıkacaksınız.
Her insanda mutlaka iyi bir taraf olduğunu düşünüyorsanız o zaman her insanla henüz tanışmadınız demektir.
Lüks restoranlarda zayıflayacağım diye durmadan salata yiyip duran insanları görünce çok üzülüyor ve acıyorum onlara. Çünkü ben bugüne kadar çayırda otlayan inekler arasında zayıf olanına hiç rastlamadım.
Karımı alışveriş terapisi için doktora gönderdim. Doktorun bütün bilimsel kitaplarını satın alıp döndü.
Benim için sinir bozucu insan, batan gemide tahliye sürerken kaptanı bulup hangi tahliye sandalında sigara içilmesi yasak diye sorabilen tiptir.
Ona mecburen PMS adını taktılar çünkü deli dana hastalığı adı çoktan başka sendrom tarafından kapılmıştı.
Bilmem farkında mısınız ama bir çıplaklar kampına düştüğünüzde, oradaki insanların çoğu katiyen çıplak görmek istemeyeceğiniz insanlardan oluşur mutlaka.
Bir yanlış yapıncaya kadar kimsenin sizin yazdıklarınızı okumaması bir kuraldır.
Geçen gün bir dokümanter izliyordum ve şunu düşündüm: Eğer dedikleri gibi insanlar maymundan gelmişlerse peki etrafta neden bu kadar fazla sayıda maymun hâlâ daha olabiliyor ki?
insanlar çıplak, aç ve ıslak doğarlar. işler asıl ondan sonra kötüleşmeye başlar.
Eğer çıktığınız kadın size 'sen yanlışlarından öğrenmek gibi harika bir meziyete sahipsin ve bugün çok şey öğreneceksin' derse o ilişkiyi hemen orada sonuçlandırsanız iyi olur.
Hiçbir çözümüm yok ama soruna gerçekten hayranlık duyuyorum.
Kendime daha fazla güvenmem gerekiyor ama bunu hak edip etmediğime emin değilim.