terörle mücadele ve akp çelişkileri

entry11 galeri
    1.
  1. Türkiye kuruldu kurulalı hiçbir zaman devlet politikasına sahip olamadı. Bu devletin politikası gelip geçen hükümetlere göre değişti üstelik. Oysa büyük devlet dediğin şeyin sabit bir anlayışı bir geleneği olur. Bazı konularda başa kim gelirse gelsin siyasi iktidar olarak bakışı, anlayışı, eylemleri sabittir.

    Bilmem kaç yıl önce bir çözüm süreci bahsini açtı hükümet. Klasik "bin yıldır kardeşiz, gelin bir can olalım" muhabbetleri yapıldı. Niyet olarak güzel. Ama Türkiye gibi bir ülkede bu niyet ancak bir temenniden ibaret olabilir. Hala pkk nın türkiye'nin salt iradesiyle bitirilebileceğini hayal edenler ne kadar gülünç duruma düştüklerinin farkında değiller. Devletler üstü bir projenin aktörlerinden biri ancak yine devletler üstü yönetim arzu ederse senaryo dışı kalır. Bunu halen anlayamadınız idrak edemediniz.

    Çözüm sürecine geri dönelim. Bu dönem olumlu şeyler oldu. Bunların kimi gözle farkedilir vaziyetteydi. Ama tüm bu olumlu gelişmeler sadece halk seviyesinde kaldı. Devlet belki daha bir çoğunu bilmediğimiz tavizler verdi terör örgütüne. Bunların bir kısmı icraidir bir kısmı da ihmali. Akp bu süreçte kandırıldık, taviz vermedik, görmezden gelmedik derse insanların zekasıyla alay etmiş olur. Burada yapılması gereken çözüm süreci adı altında geçen sürecin mertçe hesabını vermektir. Ancak bu şekilde bile şehitlerimiz geri gelmeyecek.

    Terör örgütü Son dönemde silahlı çatışmaya girmekten kaçınıyor. En büyük silahı mayın ve eyp. Eyp yi tespit edebilen tek unsur insan gözü maalesef. Mayın gibi tarama cihazlarında gözükmüyor. Üstelik yapımı için şeker, mazot, gübre gibi çok basit malzemeler yeterli. Üstelik bunlar kuzey ırak da cok ucuz. Eyp nin sıfır asfalt altında patladığına bile şahit olduk bu ülkede. Menfezlerde, geçitlerde,hatta askeri Lojmanların dibinde... işte tüm bunlar çözüm süreci kapsamında nelere göz yumulduğunun kanıtı siyasi iktidarca. Bu bir zaafiyettir. Btö nün bu dönemde palazlanmasının en büyük müsebbibi dizginleri yeterince sıkı tutmayan siyasal iktidardır. Sonrasında valilikler. Özellikle iç güvenlik bölgesi olarak tabir edilen illerde valiliklerin uçan kuştan haberi olması gerekir. Valilikler yerinden yönetimin en önemli unsuru türkiye nin idari yapılanmasında. Ama bu illerde bu işin btö sempatizanı belediyelerin ele aldığını görüyoruz. O asfaltların altına nasıl yerleştirildi o eyp ler? Kısacası valilikler içinde de hainler var. Bu türkiye nin genel yapısında siyasi iktidar içinde de hain olduğunu gösteriyor. Çünkü Türkiye de valilik personeli her zaman hükümetin adamıdır. Bu bir realite. istisnalar mutlaka vardır.

    Halen devam eden operasyonlar en doğru olanı. Göz açtırılmamalı, kafası ezilmeli btö nün. Bitmez orospu çocukları ama en azından eylem yapamazlar. Ama halkımız siyasi iktidarın bu zaafiyetini unutmamalı. Gerekirse sürekli yüzüne çarpmalı. Akp yaptıkları iyi işler kadar bu işiyle de anılmalı. Devletin başındaki bir iktidarın her şeyden habersiz uyutulması, kandırılması olasılık dahilinde değil. Böyle bir şey mümkünse zaten kapatıp gidelim dükkanı. Devletiz demeye gerek yok. Bu partinin mensupları ömürleri boyunca bu günahları ile yaşamaya mahkumlar. Bunun farkında olurlar olmazlar ızdırap duyarlar duymazlar ben bilemem.

    Gelelim Kutluk kardeşimin bir kaç tespitine naçizane cevap vermeye:

    Öncelikle askerin Pasifize edildiğine katılıyorum çözüm sürecinde. Ama bir nebze. Bence öne sürülen sav ve gerekçeler yanlış bunun ispatı yönünden.

    Karakolların kaldırıldığı geçiş yollarının serbest bırakıldığı iddiası yanlış mesela. Türkiye de 10 yıl öncesine kadar kullanılan Karakolların nerdeyse tamamı zamanında kaçakçılıkla mücadele kapsamında kurulmuş ve mahkumda olan Karakollardı. Bu Karakolların mahkumdan kurtarılarak kalekolların yapılması doğru bir adımdır. Btö nün geçiş yolu diye bir şey yok arkadaşlar. Onların intikal ettiği yerleri hiç gördünüz mü bilmiyorum ama btö nün intikalini tamamen bitirilebilecek bir karakol ağının kurulması imkansız. Kurulursa da hepsi açık hedef olur. Şu an kalekollar ve geçici üst bölgeler var. Bunlar da yeterli halihazırda.

    ikincisi intikal dediğimiz hadisede güvenlik ve Pasiflik esastır zaten. intikal halinde sıcak temas kurmak istediğiniz Son şeydir. intikalde amaç asıl sıcak teması ya da güvenli bölgeyi sağlayacak ulaşımı gerçekleştirmektir. Zaten sivil halk olarak intikal yönleri Cart curt bunları bilmek mümkün değil. Bunların hepsi gizlilik derecesine sahip bilgidir, öyle kalmalıdır.

    Üçüncüsü üstün emrini mütalaa etmek bir disiplin suçudur arkadaşlar. Emre itaatsizlik ise daha da ağır cezayı gerektiren bir disiplin suçudur. Her ikisi de askeri disiplin kanunu nda tanımlanmıştır. O yüzden çözüm süreci diye "sık oglum" diyen komutanın emri ne mütalaa edilir ne de ona itaatsizlik edilir. Emir bir kere verilmiştir artık. Bunun tek istisnası kanunsuz emirdir. O yüzden bu sav kusura bakmayın ama bana hikaye geliyor. Adama kayalıkların üstünde "at Lan kendini yere alçak sürün" dediğinde bile sağını solunu parçalasa da kendini yere atıyor. Teröristi nisan resmine oturtacak komutan da at diyecek ama atmayacak öyle mi? O an sizin o söylediğiniz "lan bu adam emekli edilir emir götüme girer" vb senaryolar çok dusunulemiyor.öyle bir ortam yok yani orda. Öyle bi dünya da.

    Diğer savlara katılıyorum genel olarak ama daha da uzatmayacağım .

    Taviz dünya üzerindeki en büyük hastalıktır.
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük