fıkralara konu olmuş durumdur. "annesi, oğlunu anneannesine gönderecektir ancak kendisi işi olduğu için, çocuğun taksiyle gitmesi gerekir. en büyük sıkıntı ise, çocuğun ağzının ayarının olmamasıdır. annesi çocuğun yolda taksiciye kötü bir şey söyleyip yolda indirilmesinden korktuğu için, oğlum çok hazır cevaptır ve ağzı bozuktur, canınızı sıkmasın mümkünse kendisiyle hiç konuşmayın der. taksici yolda giderken 'ulan bu nasıl bebe ki du bakalım ben ona gösteririm hazır cevabı' falan diye düşünür. şeytan dürtmüş bir kere taksici çocuğa 'ulan bana bak anan or.spu baban p.zevenk olsa sen ne olurdun" diye sorar. çocuk da hiç düşünmeden "taksici" diye yapıştırır. nasrettin hocanın torunu mübarek. tabii bu fıkra çeşitli mesleklere uyarlanmaktadır o da ayrı ama bu, taksici gerçeğini değiştirmez.
tabii ki bazıları tenzih etmek gerekir ama geneli için doğru olan önermedir. buna otobüs ve minibüs şoförlerini de dahil etmek gerekir ki pek çok akrabam bu işleri yaparak hayatını idame ettirmektedir. trafik kuralları, sinyal, nezaket hak getire... cart diye önünde dururlar, beklenmeyecek yerde bekleyip trafiği felç ederler. acelesi olduğu için taksiye binen insanlardan üç kuruş daha fazla almak için yolu uzatıp geç kalmasına neden olurlar. hepsini geçtim, kendileri yolcu indirip bindirirken, istedikleri kadar duraksarlar onlar için haktır ama siz önlerinde ezkaza biraz duraksayın, yandınız, selektörler, kornalar... haa tabi bir de kırmızıda dururken sarı yanmaya görsün, bunu şoförlerin pek çoğu yapıyor ama dolmuş ve taksi şoförleri istisnasız yapıyor...