"Dolu bir yemek kabının içine bir sinek düşerse, o sineği tamamen kabın içine batırıp çıkardıktan sonra kullanabilirsiniz."
Bu tavsiye, tehlikeli olmasa da garip görünebilir.
Halbuki Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bütün söz ve davranışlarının ilâhî bir temele dayandığını, bu yüzden onlarda hata ve yanlışlık olmayacağını bilen bir mü'min için bu hadîsin de muhakkak mantıkî açıklaması vardır. Ancak anlaşılması için belki asırlar geçmesi gerekir. Şöyleki:
Tıbbî olarak sineğin vücudunun bazı bölümlerinde patojenleri (hastalık sebebi olan mikropları) taşıdığı bilinmektedir. Bu, XV. asır önce tecrübî tıbbî bilginin olmadığı bir dönemde Efendimiz (asv) tarafından bildirilmiştir. Yine Peygamberimiz (sav): "Ölüm ve ihtiyarlık dışında çaresinin yaratılmadığı hastalık olmadığını."da bildirmektedir.
Bu yüzden modern zamanlarda bakteriler gibi zararlı organizmalara karşı penisilin başta olmak üzere antibiyotikler keşfedilmiş ve kullanılmaktadır. Öyleyse bu esrarlı tavsiyenin tıbbî mantığı nasıldır?
Sinek bedenlerinde antibiyotik olduğu, bilimsel denylerle anlaşılmıştır. Bir grup Avustralyalı araştırmacı tüm çabalarını bunun üzerine harcıyor. Macquarie Üniversitesi, Biyoloji Bilimleri bölümünde bir grup araştırmacı, sineklerin çürük et, meyve ve gübre dahil olmak üzere her türlü pisliğe karşı dayanıklı olduğu teorisinden yola çıkarak sineklerin sahip oldukları bu antibakteriyal özellikleri farklı gelişim evrelerinde ortaya çıkarmak üzere çalışmalar yaptılar.
Grubunun yeni keşfini Melbourne Mikrobiyoloji Konferansında tanıtan Ms Jonanne Clarke, "Çalışmalarının, yeni antibiyotiklerin bulunması için yapılan küresel araştırmaların ufak bir parçası olduğunu fakat kimsenin daha önce bakmayı akıllarına getirmedikleri bir yere odaklandıklarını" söylüyor. Bahsettiği bu proje aynı zamanda onun doktora tezinin bir parçası...
Ms Clarke, mide içersinde de meydana gelen antibakteriyal özelliklerin sinek bedeni üzerinde mevcut olduğunu söylüyor ve her iki yerde de bu aktiviteleri görebileceğimizi belirtiyor ve "Sinek bedeni üstüne yoğunlaşmamızın sebebi daha kolay ayrışılabilir yapıda olmasıdır." diye ekliyor. (http://www.abc.net.au/sci...les/2002/10/01/689400.htm )
Ayrıca Suudi Arabistan Qassim Üniversitesi, Medikal Mikrobiyoloji Bölümünde yapılan bir deneyin sonuçları, bunun bilimsel mantığını göstermiştir. Yapılan deney ve sonuçları şöyledir:
DENEY A
Kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (Sinek Batırılmamıştır). Kültür deneyi için kaptan alınan suda E Coli tipi Patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.
KAP 1- Kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. Bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. Kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. Kap 1'de çoğalan yeni bakteri Actinomyces (Aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler bundan elde edilebilir. Bunun Kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.
DENEY B
Deney "A'nın aynısıdır fakat bu sefer başka bir sinek ile yapılmıştır.
KAP 2- Kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (Sinek Batırılmamıştır). Kültür deneyi için kaptan alınan suda Coynebacterium (Dephtheroid (Difteri Basili) tipi Patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.
KAP 1- Kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. Bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. Kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. Kap 1'de çoğalan yeni bakteri Actinomyces (Aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler (%70'den fazla) bundan elde edilebilir. Bunun Kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.
DENEY C
Daha önceki deneylerin aynısıdır fakat farklı bir sinek ile yapılmıştır.
KAP 2- Kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (Sinek Batırılmamıştır). Kültür deneyi için kaptan alınan suda Staphylococcus sp. (Stafilolok Tipi) Patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.
KAP 1- Kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. Bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. Kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. Kap 1'de çoğalan yeni bakteri Actinomyces (Aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler bundan elde edilebilir. Bunun Kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.