"... Ameliyat masasında açık unutulmuş gövdeler ve saplı bırakılmış neşterler...
Beyaz önlüklü adam arkasını dönüp giderken kanadı bir kalp. Kanarken fısıldadı;
-Ç a r p m ı y o r u m.
Duymadı adam;
-Ö l d ü m .
Şah damarı kesilmiş bir dünyada ölünüyordu. Ten soğukluğunda tin yitirilmiş ve bütün yeminler hükmünü kaybetmişti; 'primum non nocere'
aslında kimse kimseye zarar vermedi ..."
hayatın altın kuralı olmalıydı. hiç kimsenin canı yanmıyor olurdu kuşkusuz.