beşiktaşımızın 2. yarıda kalli'nin maçı seyretmesini fırsat edinerek, bol pozisyon bularak ve orta alanda iyi basarak kazandığı karşılaşmadır.
maçın ilk yarısı hakkında çok fazla söylenecek bir şey yok, kör düğüşü şeklinde zaman zaman galatasaray üstünlüğünde geçen bir ilk yarıydı. maçın ilk yarısında beşiktaş orta alanı kaptırmamak adına bodoslama mücadele verdi sadece, baki yine yüreğimizi ağzımıza getirdi tabi, onun pozisyonunu "geri pas" olarak değerlendiren futbol bilgisinden biraz yoksun kişiler de çıktı sorun değil, kral hakan baki'nin böyle bir hata yapabileceğini düşünmediği için hamle yapmakta gecikti. bir de tello'nun doldurduğu topa, ayak sokamayan gökhan zan vardı. koca ilk yarının özeti buydu ama 2. yarıda çok daha iyi bir maç seyrettik.
2. yarıda galatasaray yine etkili başladı, organize ataklarla geldi, hakan kafayla kaçırdı falan, "ulan ha yedik, ha yiyecez" derken beşiktaş silkindi tabi silkinmeden önce şöyle bir spoiler vermek iyi olur.
--spoiler--
paleface: lan yicez şimdi mnkym.
melankolik: abi valla fena geliyolar.
paleface: ulan kıralım şunu ya bi. 2. yarı başladı hemen ne bu? fena baskı yiyoz
melankolik: hadi inşallah atamayana atarlar olur
--spoiler--
aha bu muhabbetten sonra beşiktaşımız baskıyı kırdı ve yığıldı rakip alana, sağdan soldan korner atmaya başladı. hadi derken nobre klasik kafalarından birini çaktı. holosko muhteşemdi, yakın direğe vurduğu pozisyonda diğer direğe şöyle klas bir vurş yapsa inönü yıkılabilirdi. tello, kaleye vurduğu pozisyonda nobre'ye çıkarsa 2-0 olması maçın işten değildi. tabi nobre'nin de kaçırdığı net 2 pozisyon var. toraman sırıtmadı, top çıkaramadı belki cisse gibi ama iyi kesicilik yaptı. baki ilk yarıdaki bodoslama hatasının dışında iyiydi, rüştü kritik toplar çıkardı geldiğinden beri en iyi maçıydı. tello ve delgado eski formlarından uzak olsalar da idare ettiler. ali tandoğan her zamanki tandoğan ama ardayla iyi boğuştu, ibrahim kaş bu takımda iyi bir yedek olur ancak, tecrübeye ihtiyacı çok. pozisyonunu çok çabuk kaçırıyor, ümit'e yaptığı hareket sarı kartlıktı. gökhan zan hakan şükür'e hava topu vermedi bu sezonki en iyi maçıydı.
ertuğrul hoca, elindekilerle çıkarabileceği en iyi kadroyu çıkardı. ibrahim kaş'tan çok endişeliydim ama allah'tan kötü sonuçlanacak hata yapmadı. ikinci yarıdaki oyun anlayışı ile orta sahayı ele geçirdi beşiktaş ve golü de bulduktan sona iyice rahatladı.
bu maç oynanmadan yaptığım yorumda bir beşiktaşlı olarak önce taraftara sonra kalli'ye güveniyorum demiştim, sağ olsun güvendiğim 2 dağa da kar yağmadı. beşiktaş taraftarı yine çok iyiydi, -yeri gelmişken galatasaray taraftarının kareografisi de iyiydi- özellikle 2. yarıda takımı itti. kalli yine en azından benim bildiğim kalli. elindeki kadroyu kullanamayıp balıyla maç kazanıp bunu da kendisine mal eden ama her puan kaybından sonra oyuncuları suçlayan kalli. bir de açıklama yapmış bugün "11 servetim olsaydı kazanırdım" servet ilk yarı iyi, 2. yarıda çok etkisizdi. madem servet muhteşemdi de, beşiktaş nasıl net 6 pozisyona girdi ve galatasaray'ın talihidir ki vuruşun kötülüğü ile sadece 1'ini değerlendirdi? sen maçı izle, golü yiyince oyuncu değişikliği hisset, soktuğun oyuncuyu kendi bölgesinde değil de saçma sapan bölgelerde oynat sonra "beşiktaş hak etmedi" de. her maç aynı terane. 10 kişi kalan fenerbahçe'ye elenmekten son anda yırttı, beşiktaş ise faturayı kesti. galatasaray tuhaf bir sistemle çıktı. hakan balta bazen orta sahanın sol içinde bazen sol açık oynadı. arda sol açık oynadı, forvet arkası oynadı, sağ kanada geçtiği oldu, sol içte oynadı. tamam forvet arkası serbest adam da, böyle de serbestlik olmaz ki. nonda'yı alıp forvet arkası oynatıyorsun, iş işten geçtikten sonra barusso'yu alıyorsun. beşiktaş orta alanı üstelik stoperden bozma bir ön libero ve performasını tam yansıtamayan delgado yine eski günlerini aratan tello ile ele geçirmiş, sen alsana hakan balta'nın yerine barusso'yu oyuna, ama yok her zmanki gibi izledi. kalli'yi bugün kurtaran cüneyt çakır'dır. eğer fenerbahçe'ye elenseydi galatasaray, bugün beşiktaş mağlubiyeti sonucunda yoktu kalli. velhasıl elindeki kadroyu kullanamayan, maç içinde oyuna müdahale etmeyen, ettiğinde ise takımı çorbaya çeviren kalli ile bu kadar. yani galatasaraylılar "penaltımız verilmedi" diye ağlamasınlar -ağlayanlar için konuşuyorum- zira mağlubiyetin aktörü kalli'dir.
maçın hakemine gelince, bünyamin gezer, fırat aydınus ile birlikte bana göre ligin en iyi hakemlerindendir. bülent demirlek ve selçuk dereli gibi amatör ligde dahi zor maç yönetecek adamların türk hakemliğinin zirvesinde olması ayrı bir acıdır. neyse, bünyamin hoca iyi maç yönetti, oyunu germedi, futbolcular da ona yardımcı oldular. maçtaki kritik hatası 85. dakikadaki pozisyondur. pozisyon fauldür, net bir sarı karttır ancak dikkatli baktığınızda da göreceksiniz ki; ceza sahası dışındadır. penaltı değil, tehlikeli bir noktadan serbest vuruştur. diğer önemli hata direkt kendisinin değil, yardımcısının yanlış bayrağıdır. delgado'nun karşı karşıya kalacağı pzoisyondaki ofsayt olmayan pozisyona ofsayt bayrağının kalkmasıdır. bu 2 pozisyonun dışında temiz maçtır, taş gibi maç yönetmiştir. maçın hakkı da istatsitiklere ve 2. yarıda oynanan oyuna baktığımızda -ilk yarıda iki takım da bir şey yapmadı- beşiktaşımızındır ve hak da yerini maç sonucu itibari ile bulmuştur.
bu andan sonra, önemli olan lider olmak değil, lider kalmaktır. artık ertuğrul hoca kendi göbek bağını kendi kesecek. 137 hafta sonra lider olmak baskıyı biraz kesti ama 1 puan farkla lider olmak, gençlerbirliği maçındaki bir şımarıklığı kaldırmaz.
başta taraftar, sonra teknik heyet ve futbolcuları can-ı gönülden kutlamak düşer bizlere, ha unutmadan kalli de beni yanıltmadığı için bir tebriği hak etmiştir. aynı performansta gitmesini temenni ediyorum.
son olarak;
bu sene şampiyon görelim sizi
ölmeden mezara koymayın bizi
korkutmaz bizleri musalla taşı
ölümüne seviyoruz biz beşiktaş'ı