Aslında duyguların, dile kural olarak yansımasının en güzel örneğidir.
Şöyle ki; türkçede yüklemden önce gelen öge, vurguyu üzerine alır. Eğer, yüklemi vurgulamak isterseniz onu cümlenin başına alırsınız.
"Seni seviyorum." Dediğiniz zaman vurgu sevilen kişidedir. Yani vurgulanan, gönül kapısını aralayan ve sevme işine sebep olan sevgilidir. Cümlede Yücelen, yüceltilen "sevgilidir". Yani o olmasa "sevgi"nin olmama ihtimali vardır. Sevgili, yaşama sebebidir...
"Seviyorum seni!" Dediğiniz zaman vurgu, sevme işindedir. Yani, burada sevgili değişkenlik kazanır ve değeri azalır. Şöyle ki, Seviyorum seni, onu, şunu veya bunu... yani aslolan benim işte, "seviyorum". Böyle bir yeteneğim var. Sen kimsin ki!..
Bir de seviyorum seni ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi; vardır. Ona hiç girmeyelim, yamuluruz. *