sol kuyruk kısa olmasına karşın her gelen sağ kuyruğa dizilip bombeli bir kuyruk oluşturmuş, dolayısıyla kapılar açıldığında en rahat girenler sol kuyruktakiler olmuştur. torpilimiz olmasına karşın; içip içip kusanların, kavga edip ağlaşanların, yanımızda betona oturup iskambil oynayanların, üstlerindeki incecik kıyafetlerle dondurucu soğuğu en derin şekilde hissedenlerin olduğu sol kuyruğun bitiminde bulunmuş; tam kapı açılcağı sırada torpili yitirmiş ve bilete muhtaç olmuşuzdur. arkamızdaki grup, türklere özgü tavrıyla bizi sahiplenip yardımcı olmaya çalışmış, biletimiz olmasa da kuyruğun en önüne geçmemizi sağlamışlardır. ancak kapılar açılmaya başlamıştır ve hiçbir yerde bilet kalmamıştır. hayalim var ümidim çok, sebebim var dönüşüm yok* diyerek sırada beklemeye devam etmişizdir. nasıl olduysa torpilimizin bize attığı kazığa rağmen görevliye söylenen 'bileti getircek arkadaşı içerde bekleme' bahanesiyle beleşten içeriye girmeyi ve doya doya şebo dinlemeyi başarmışızdır.