Dört zorlayıcı güç insanı öz bilincinden,seçme yeteneğinden ve yaratıcılık niteliğinden alıkoymaktadır. Descartes'ın şu cümlesi çok tanınmıştır: «Düşünüyorum, demek ki varım.»
Bu cümle, aynı zamanda Descartes'ın şüphesini de gösterir. Önce her şeyden şüphe etmiş, sonra «-Fakat şüphe etmekte oluşumdan da şüphe edemem. Demek ki ben varım ki şüphe ediyorum,şu halde ben varım!» demiştir.
Sonra da «düşünüyorum demek ki varım!» cümlesi üzerine büyük öğretisini temellendirmiştir.
ikinci söz Gide'indir; «Duyumsuyorum,demek ki varım!»
Üçüncü söz de Albert Camus'nündür : «Başkaldırıyorum, demek ki varım!»
Bu üçüncü daha doğrudur. Aslında varoluşun bu üç ölçütü de doğrudur.
Düşünen vardır ki düşünür. Duyumsayan vardır ki duyumsar.Başkaldıran, isyan eden de vardır ki başkaldırır.
insana özgü üç varoluşun en üstünü «başkaldırıyorum, demek ki varım»dır.
Adem Cennet'te olduğu ve başkaldırmadığı sürece adam değil bir melek (gibi) idi.
Başlangıçtan beri bilinçsiz bir kul olarak ibadet eden ınsanın ibadeti değersizdir. Başkaldırma bilincine ulaştıktan sonra itaat eden insanın itaati ise istenmiş, iradi bir itaattir. Şu halde insan tabiat içinde seçebilen tek varlıktır.