ilkokul anıları

entry158 galeri
    111.
  1. ilkokul 5 veya 6dayım. okullar açılmış, dersler bir bir başlıyor. rehberlik dersi saatine geldik, ögretmen herkesin oturma düzenini ayarlayacak. benim de hoşlandığım bir kız var. kalbim güp güp, içimden dua ediyorum bu kızla aynı sıraya düşmek için.

    bizim ögretmen çoktan kurmuş kafasında düzeni. başladı isimleri okumaya. önce bizim kızın ismi okundu, ögretmenin gösterdiği boş bir yere oturdu. artık benim adrenalin tavan yapmış vaziyette. öğretmenin ağzından çıkan her harfi 200 kalp atışıyla dinliyorum. 5-6 isimden sonra sıra benim ismime geldi, dönüp baktım kızın sırasına, hala boş. allahım dedim ne olur ben olayım o kişi. tam o anda ismim okundu ve öğretmen eliyle işaret ederek benim kızın yanını gösterdi. ben o ara uçmuşum sevinçten. sınıftakiler ne olduğuna anlam veremiyorlar. e belki de kızla aramızda ilk kıvılcım bu şekilde başlayacak. neyse varımı yoğumu toplayıp geçtim kızın yanına. hemen başladım sohbete, yazdan filan bahsediyorum. nerelere gittin, ne yaptın gibi sorular sorarken bir anda öğretmen bizim sırayı işaret ederek ahmet'e, oraya oturmasını söyledi. benim nabız 200'den 30'lara indi bir anda. şaka olsun dedim, değildi. yine düzgün bir çocuk olsa neyse de ahmet bu, tasoda ütülüp ütülüp annesini çağıran, sokakta kızların yanından ayrılmayan yavşak, şerrefsiz ahmet.

    böylelikle ahmet oturdu yanımıza. sınıfta sadece 1 sırada 3 kişi oturuyor. onda da ahmet, ben ve kız. birkaç gün iyi anlaşmaya çalıştım bu ahmetle. yavşaklıkları bitmedi bir türlü. kızı ortaya oturtuyorum ben, bu ahmet sürekli kendi sağına oturtmaya çalışıyor. kızın silgisi kayboluyor, bu yavşak ahmet benim aldığımı söylüyor. artık ben de dayanamadım bir gün, sıraya sınır çektim. kız perişan halde, aramızdaki husumetten dolayı. ahmete de dedim bu sınırın dışına geçersen kötü olur. durur mu ahmet? yavşaklığına devam etti yine.

    birgün nöbetçi listesinde ahmetle ismimizi yanyana gördüm. yaptım planı kafamda. sınıf öğle arasına çıkınca bir güzel kitledim bunu sınıfa. kız çocuğunun tekiydi zaten, höt desen annesini çağırırdı. dayadım bunu duvara, ver allah ver bastım tekmeği yumruğu. en son kaldırıp askıya astım çocuğu. süveteri, ceketi paramparça oldu. sonra öğle arası bitti tabi. ben kapıyı açtım mecburen. arkadaşlar ahmet'i lavaboya filan götürdü, sonra da eve götürmüşler, annesi geldi okula yine. bu sefer de ders çıkışında sınıf öğretmeni çağırdı beni. ama o, kapıyı kitlemedi tabi.

    bir güzel dayak yedim o gün. ertesi gün sıra düzeni yeniden yapıldı. kızla olan ilişkim yavşak ahmet yüzünden başlamadan bitti. oturma düzeninde sınıfın sakallı erkeği hamdinin yanına düştüm. ve böylelikle ilk aşk maceram sonuçlanmıştı.

    kız 1 yıl sonra başka bir şehire taşındı. adresini, telefon numarasını, her şeyini aldım. buldum da kendisini ama sosyete olup çıkmıştı yoldan. liseden mezun olduktan 3 yıl sonra özel bir üniversiteyi kazanabildi, hala da orada.

    ahmet'e gelince hala aynı yavşak ahmet. hastanede röntgen çekiyor şimdilerde.
    1 ...