6. veya 7. sınıf. tam anımsamıyorum.
okuldan ilk kaçış
3 kişilik bir kız grubumuz vardı, yediğimiz içtiğimiz, hiçbir şey birbirimizden ayrı gitmezdi.
her gün okula giderken birbirimizi evlerimizden alır öyle giderdik. en arka sokakta oturan arkadaşım önce diğer arkadaşımı alır sonra bizim eve gelirdi, bizim ev okula daha yakındı çünkü. neyse yine günlerden bir gün toplanmış gidiyoruz okula, cuma günüydü bunu hatırlıyorum. o gün hiçbirimizin okula gitme isteği yoktu, bir de ödev de vardı. yapmamıştık da. bu korkudan ötürü okula gitmemeye karar verdik. sıra geldi ne yapacağımız sorunsalına. bu arada arkadaşlarımdan biri merve, diğeri de fatma. okulumuz da göztepe'de idi, karar verdik, kadıköy'e gidecektik. ama ailemizden günlük aldığımız para kıstlıydı. o yüzden minibüse para vermek yerine göztepeden kadıköye dek yürüdük. hayvan gibi yani, nasıl üşenmedik bilmiyorum, o anki heyecanla. neyse vardık kadıköy'e biraz dolaştık ettik, rıhtım'a vardık. ama içimizde garip bir korku var, sanki bir şey olacakmış, sanki ailemizden birine rastlayacakmış korkusu. bu yüzden sürekli diken üstünde etrafımızı kolaçan ederek ilerledik. aslında öyle daha çok dikkat çekiyorduk farkında değildik. gözümüz vapurlara takıldı. o yıla kadar da hiç avrupa yakasına geçmemiştim. en azından ailemsiz. bilmiyordum yani, fatma da öyleydi. fakat merve'nin kuzeni beşiktaş'ta oturuyordu ve sık sık gidiyordu. bize hadi beşiktaşa gidelim dedi vapurla. bizim heyecan katsayısı arttı tabi, kabul ettik, bindik vapura. biraz rahatladık zira ailemizden uzaklaşmıştık. fakat bu sefer de kaybolma tedirginliği sarmıştı. vapur yanaştı kıyıya, indik, nereye gideceğimizi bilmiyoruz yalnız, merve dahil, az biraz ilerledik. 10 dakika etmeden geri döndük vapura. ne akılsa allahım. neyse vapurda böyle güzel anılar da bıraktık, yaklaşık 3 tane simit aldık(minibüs parası vermeyip martılara atmak üzere 3 simit almak zihniyeti) martıları da besledik. saatten de haberimiz yok yalnız, okul çıkış saatimiz gelmiş bile. koştura koştura minibüslerin olduğu yere gidip minibüse binip eve gittik. üçümüzün de ailesi çalışıyor, o yüzden evde kimse olmuyor ama eve geliş saatlerimizde evi arayıp neyin nasıl gittiğini soruyorlar. geldik eve, herkes dağıldı. annem aradı,konuştum. akşam oldu, annem eve geldi. ama çok sinirli ve hararetli, meğersem diğer bir sınıf arkadaşıma rastlamış yolda, kız da sormuş anneme niye gelmediğimi. o da gittiğimi söylemiş. sonrası hararetli. korku filmi seviyesinde. eve girdi, ve hayatımda ilk defa annemden tokat yedim, çıldırmış gibi bağırıyordu. şimdi sorunu okula gitmeyip ne yaptığımdı. ne cevap vereceğimi de bilemedim. gerçeği söylesem öldürürdü. o kız okula mervenin de fatmanın da gelmediğini söylemiş,bok var gibi. beni alıp onlarla yüzleştirmek için evlerine götürmeye çalıştı. yan komşumuza kaçtım o sırada, annem küplere binmiş gibiydi. uzun bir süre işe gitmeyip beni okula kadar götürdü. o yıldan sonra 1-2 yıl boyunca okuldan kaçmadım korkumdan, o korkuyu da annemi öyle görüşümü de hiç unutmam.