93.
-
çalıştığım yerdeki müdürün kıyağı sayesinde 1 hafta kadar belgrad'da kaldım,
her taraf tertemiz, ama coşku yok her yerde acayip bir sakinlik, eleğini asmış yorgun insanlar,
ucuz alkol, güzel yemekler, kafasını hoş eden, gününü sürekli eğlenerek geçiren, yaşam zevkine düşkün sıcak kanlı insanlar var,
spor alanında fanatizmle başı dertte olan bir coğrafya,
ülkemizdeki yobazlar tarafından düşman olarak görülen, aslında zararsız ve sempatik insanların bulunduğu bir avrupa ülkesi,
adamlar zamanında kendilerine kaba kuvvetle dayatılmaya çalışan müslümanlığa karşı savaşmış, huzura kavuşmak uğruna bölünmeyi göze almışlardır,
şimdi bile türkiye den gidenlere çok kötü davranmıyorlar aslında, adamların tek derdi şu an samimiyet,
radikalizmi bana bulaştırmayın, topraklarımda gevezelik etmeyin, gezin, tozun, yiyin, için ama evimin bahçesine girmeyin yeter diyorlar,
yoksa biz hala dostuz dost kalacağız fikrindeler onlarda, bir çok benzer yönümüz var aslında,
müziğinden tutun edebiyatına kadar bazı alanlarda büyük bir benzerlik söz konusu,
sonuç olarak şunu söylemeliyim ki inanç ve gereksiz küresel politikalar uğruna bir toplumu kafadan düşman ilan etmek, kin beslemek kimseye fayda
sağlamaz bunu bilmek lazım, önemli bir husus, dünya iki günlük değil.