"o gitti" artık hiç dönmeyeceklerin yürekte çınladığı andır. yürek buselik makamında bir şarkıya durur. nakarat kurşun gibi hep aynı sözde durur. vurur, vurur, vurur... Gurur!
"küçük hesaplar peşinde olmadım hiç. hesaplamadım aşkın iç açıları toplamını. zaten matematiğim de kötüdür benim. aşkı üçgenlerden, beşgenlerden oluşturmadım. benim noktalarım oldu. düz çizgilerim. dairelerim oldu hep çevresinde dönüp durduğum. saplantılarım oldu, bir anda sildiklerim. hayallerim oldu, senin el vermediğin, ses etmediğin.
ikinci el aşklardan korktum hep üzerime giymedim. giyemem diye,sığamam ben geçmişe. içimden taşar duygular. aşkın prensipleri yoktur ama benim vardı. çünkü benim aşkım yoktu. mükemmelim vardı o sendin. bilemedin.
zaman bir anıyı bir papatyaya satma zamanı. anımız yok papatyamız da yok daha. bahar gelmedi. gelince ben sana gönderirim bir demet. seviyor sevmiyor yapma ama koy öylece masaya. seni sever bu yürek sorgusuz sualsiz.
ama işte benim sevdam bana bin fırın büyük ben o kadar ekmek yiyemem obez olurum maazallah. küresel ısınma bana da uğrar pek yakında.
seni seviyorum derim babama o da teşekkür eder sen gibi. ne güzel...
"seni seviyorum,
teşekkür ederim"
ben teşekkür ederim. ne desem az. artık bu yolu yalnız yürüyeceğim. sen olmadan. her sey gonlunce olsun.
askin bitecektir, elbette bu günler geçecektir. elbette ben de büyüyeceğim, akıllanacağım. saf yanımı soyunacağım. bir hayat giyineceğim,içinde sen olmayacaksın. bu kez roller farklı kenar susu olmayacağım. boyalı cümlelerim olmayacak. duygularımı tek renge boyayacağım. rengi sen seç bu sefer. pembe olmasın, mavi olsun.
"gözlerimi açsam da
sen çıksan karşıma"
sen söyle bana.
dokunamadığım ellerin, yüzüme süremediğim yüzün. seni senle yaşayamadıktan sonra ne fark eder. susmak da merhem olmaz ki. ne çare.