uzun süredir ciddi ciddi düşünmeye başladığım ancak henüz teklif edecek zat-ı muhterem bulamadığım bir uygulamadır.
şimdi evlilik niye gerekli, en başta bir çocuk sahibi olmak için. neslimiz devam etsin nur topu gibi bi bebiş olsun sevelim, agucuk yapalım, altını temizleyelim, okusun diye kendimizi mahvedelim diye. eyvallah ben de istiyorum anne olmayı. çok çok istiyorum hatta. ama ne yazık ki, bir kez kurma cesaretinde bulunduğum hayaller ve planlar başıma kumdan kaleler gibi yıkıldığı için ''mutlu evlilik, mutlu bir hayat, bir yastıkta kocamak'' terimlerine artık inanmıyorum.
okulum bitti sayılır, bitmese de ben kafamda bitirdim. paramı kazanıyorum, sevdiğim işi yapıyorum. ailem benden artık hemen olmasa da bir süre sonra evlilik yoluna doğru yürümemi bekliyor. gelin görün ki kiminle evleneyim a.q aday adayının adayı bile yok.
isyanımı burada kesip planıma geliyorum.
asıl amaç ailelerimizi mutlu etmek. onların gözlerini arkada bırakmamak. mininum 10 yıllık bir anlaşma bu. 3 yıl dolduktan sonra planda problem yoksa, çocuk için ortak bir zaman diliminde anlaşılabilir.
ha bu süreçte napıcaksınız derseniz, iki arkadaş gibi yaşayıp gideceğiz. herkesin hayatı kendine. şimdi bu planın en önemli özelliği elbette ki sözleşmenin gizliliği. evli çift ve bir avukattan başka kimse bilmeyecek. bu nedenle bayramlarda seyranlarda tarafların aile ziyaretleri, özel günler vs. dışında herkes istediğini yapmakta özgür ama elbette çevre şartlarını göz önünde bulundurarak.
yani tamam gecenin bir yarısı eve gelebilir, ama bir kadın olarak sağdan soldan ''senin kocan hakkında......'' gibi başlayan dedikodulara beni maruz bırakmamaya dikkat edecek. beni zor durumda bırakmamak adına. en nihayetinde çocuğumun babası.
çocukla ilgili tüm sorumluluklar ortak olacak, elbette gün gelip tarih dolup boşanıldığında da baba tarafı çocuğu istediği her zaman diliminde görmek de serbest.
ha senin eline ne geçecek derseniz kafa birliğimin olduğu bir adamdan çocuğum olacak, sorumluluğumu yerine getireceğim. düğün bayram seyran olaylarını bir film çeviriyor gibi atlatacağım zaten hiç mantıklı bulmuyorum şu abarttıkça abartılan saray düğünlerini. buluruz bir bahçe, getiririz bir müzik grubu. kimse kendini kasmaz. tek taşım eşşek kadar olsun derdinde de değilim. ben o adamla evleneceksem parmağıma kola şişesinin kapağını da takabilir. ben mutluysam KiME NE?
Neyse, kapanışa gelirsek her tür ayrıntıyı düşünmüş bulunmaktayım.
Yarın bir gün gerçekten evlenirsem bilin ki bir yerlerde ıslak imzam var :D