yeni tanıştığım insanların gözlerine bakmaya biraz çekiniyorum. (biraz değil.)
yeni bir okula ya da sınıfa başladığımızda öğretmenlerin hadi tanışalım diyip annen baban ne iş yapıyor sorusunu sormasından hep nefret ettim. ve dünyanın en iğrenç hareketlerinden biri bence.
dolayısıyla böyle tanışma ya da sokakta anket yaptıklarında öldüklerini değil eski işlerini söylüyorum.
yine ilkokuldayken bu tanışma faslını ve ad soyadla yoklama alınmasını sevmememin bir diğer sebebi ise soyadımın meyve olması. yoklama alınırken 'allam nolur sadece adımı okusun' derdim kalbim küt küt atardı. hoca da herkesin sadece adını okurken benim soyadımı da okurdu. şerefsiz.
yürüyen merdivene adım atarken biraz heyecanlanıyorum.
hala gece tuvalete kalkmaya korkuyorum. kalkmak zorunda kalırsam bir şey düşürüp ya da alkış yapıp ses çıkararak birinin uyanmasını sağlıyorum. bazen de uyuyan birini uyandırıp hadi iyi geceler diyorum. biri uyanıksa güvendeymişim gibi geliyor.
kuzenimin geçen yıl antalyadaki evinde kaldığımız yengesi, kilerdeki halıyı ütüyle ben yaktım.