biliyorum dede. anneannemin gidişinden sonra hiç mi hiç toparlayamadın kendini. kolay değildir elbet hayat arkadaşını kaybetmek. hayatın boyu düşmek istemediğin duruma düştün o titrek ellerinle "muhtaç olmak". biz elimizden geleni yaptık, evlatların baktılar sana çok şükür. boşuna dememişler kız evladı öz evladı diye. annem çok söylerdi, sen 5 kız evladın olmasına rağmen hiç üzülmemişsin. sen bile böyle hoşgörülüyken şimdiki insanların kimisinde bu yok. neyse. her yaz seni görmeye geldiğimizde mutlu olurdun elbet. anneannem öldüğünden beri hüzünlü oluyorsun. bize belli etmemeye çalışsan da ben biliyorum. gençliğinde bıraktığın sigaraya bile o öldükten sonra tekrar başlamışsın. her bayram gününde, kalabalıktan uzaklaşıp, bahçedeki oturağına oturup hıçkıra hıçkıra ağladığını da gördüm dede. utanma diye göstermedim kendimi. hoş, ağlamak utanılacak en son şey olsa da. biz ne zaman anneannemin mezarına ziyarete gidecek olsan sen bir bahane buluyordun. ben sanki bilmiyor muydum senin camiden sonra gizli gizli gittiğini? bunları hep güçlü görünmek için yapıyorsun elbet. ağlamak insanı güçsüzleştirir mi sanıyorsun dede? yoğun bakımda yatarken doktorlar senin kalbinden ümitlerini kestiklerini, mümkün olan tedavilerin bulunmadığını söylediler. bir insanın kalbi bu kadar acıya ancak dayanabilirdi zaten. bak, ben de senin gibi gizli gizli, hıçkıra hıçkıra ağladım işte! alışkanlık mıdır nedir bu? sanırım ben de utandım ağlamaktan. kendine gelir gelmez evine gitmek istemişsin. tutamamışlar seni hastanede. evde seni son gördüğümde sayıklıyordun. hepimizi tanıdın, isimlerimizi söyledin. her lafının sonuna da anneannemin adını ekledin. onun adını söylerken sesin yine bir kötü oldu. ağlayacak gücün yoktu artık. ve bir sabah uyandım, sana bakmaya geldiğimde seni ölmek için yalvarırken buldum. "al canımı artık" diyerek ağlıyordun. seni öyle görmeseydim ağlamazdım belki. ama ağladım yine. bahçede, tam da senin ağladığın yerde.
şimdi nasılsın, ne durumdasın bilmiyorum. seni öyle görmeye ben dayanamadım. finaller yaklaşıyor diye de eve döndüm. senden gelen haberlerse hep kötü. artık tek duam rabbim tez zamanda acılarını dindirsin. sen bu dünyada yeteri kadar çektin. allah artık çektirmesin.
Edit: bu yazıyı yazdıktan ortalama 1 saat sonra dedemin vefat haberi geldi. Aradıklarında telefonda "1 saat kadar önce vefat etti" dediler. Yani ben bu yazıyı yazarken aslında dedem son nefesini veriyordu sözlük. Beni bu yazıyı yazmaya iten dürtü her neyse artık.