Okumayan ve düşünmeyen, asırlardır armut piş ağzıma düş diyen insanların (özellikle araplar ve türkler) sorgulama ve analiz ile uğraşmak yerine doğrudan kabul ettikleri mantıksızlıklar zinciridir.
Şöyle bir inanış var : Allah kullarını sınıyor. Peki hangi amaçla sınıyor? Kendisine itaat edip etmeyeceklerini görmek istiyor. Allah herşeye kadirdir, yani yaratma gücüne sahiptir, kontrol gücüne sahiptir, değiştirme gücüne sahiptir, geleceği bilme gücüne sahiptir. Peki, geleceği bilen allah kullarının kendisine itaat edip etmeyeceğini de bilmez mi?
Diyelim ben içki içmek istiyorum, önümde de bir şişe rakı var. Ben içkinin günah olduğunu biliyorum ve bir karar vermeliyim. Günaha girecek miyim girmeyecek miyim. Ben bir dakika sonrasını bilemem, on dakika sonrasını hiç bilemem, karar vermek için zamana ihtiyacım var, ama allah bir dakika sonrasını, on dakika sonrasını hatta yüz yıl sonrasını bilecek güce sahiptir. Yani benim o içkiyi içip içmeyeceğimi o biliyor olacaktır. Dolayısıyla beni sınaması son derece mantıksızdır, çünkü öyle ya da böyle sonucu biliyorsanız, sınamak geçerliliğini yitirir. Ha derseniz ki allah olacağı bilmiyor, o zaman allah kavramı geçerliliğini yitirir, olay farklı boyutlara gider. günaha girip girmemek konusunda beni özgür bırakmış olması ile geleceği bilmesi burada çelişmektedir. Geleceği biliyorsa benim karar aşamasında olmam sadece benim açımdan bir bilinmezliktir. Oysa o benim ne karar vereceğimi bilmektedir. Dolayısıyla onun açısından benim hür irademle ne karar vereceğim önemli değildir. Çünkü zaten bilmektedir. Ne tuhaf değil mi?
Evet gelelim gerçeğin ta kendisine.
isa'yı, Musa'yı ve Muhammed'i görevlendiren kişiler ya da kurumlar aslında birbirinden bağımsız, birbirine rakip olan ama özünde aynı kaynağa hizmet eden üst kimliklerdir.
Allah kavramı buralarda zikredildiği gibi bir gözetleyici, denetim mekanizması, takipçi, kayıt görevlisi değildir.
Vahiyleri tebliğ eden aracı, aslında insanoğlu gibi yaratıcıya karşı sorumluluğu olan, ancak tekamül açısından bir boyut üstte bulunan farklı bir zümrenin temsilcisidir.
Dolayısıyla getirilen vahiylerde, konulan kurallarda, mevcut olan uygulamalarda çelişkiler, mantıksızlıklar olması da son derece doğaldır.
işte allah'ı mahalle muhtarı ya da ilçe kaymakamı gibi görenlerin algıyamadıkları hadise budur. Bu hiyerarşi çok daha karmaşık ve farklı boyutlarda cereyan etmektedir.
Efenim, biraz daha detaylandırırsak eğer, peygamber gönderilen toplumları ve bölgeleri tekrar düşününüz. Hep aynı bölgeler değil mi? doğrudan Avrupa'ya ya da amerika kıtasına atanan bir peygamber yok. Peki yaratıcının bu bölgelerden haberi yok muydu da oralara peygamber göndermedi.
işte gerçeğin merkez noktası da burasıdır. Aslında Avrupa'ya ve Amerika kıtasına da peygamberler atanmıştır. Ancak, peygamberi atayan kurumlar farklı olduğundan, doğal olarak öğretilerde ve uygulamalarda da farklılıklar olmuştur. Bu aslında basit anlamıyla birkaç güç odağının iktidar savaşıdır. Ve bu savaş hala daha devam etmektedir. Tarih içerisinde güçler arasında zayıflamalar, geri çekilmeler, saldırılar yaşanmış, bunun sonucu olarak da kimi zaman bir grubun öğretisi, kimi zaman da diğer grubun öğretisi baskın gelmiştir.
Bu iktidar savaşlarından ağır bir yenilgi ile çekilen bir grup vardır ki, günümüzde sadece ve sadece izleyici konumunda bulunan ve henüz hiçbir şeye müdahil olmayan bu grup zamanı geldiğinde tüm ihtişamıyla yeniden yeryüzüne çıkacaktır. işte bu nedenledir ki biz türkler başka bir öğretinin hegemonyası altındayız ve bir öncekinden kalan öğreti artıkları ile yenisini birbirine karıştırdığımızdan işin içinden bir türlü çıkamıyoruz. islam öğretisinin bu kadar tartışıldığı ve bu kadar düşünce ayrılıklarının yaşandığı bir başka ülke ya da topluluk daha var mıdır? Hayır... Çünkü neredeyse yokolmaya yüz tutmuş elbisenin üzerine yeni bir elbise geçirilmiş, yeni elbise küçük geldiğinden bazı yerlerden patlamış, patlayan yerlerden de eski elbise görünmektedir, bu da doğal olarak kafa karıştırmaktadır.
Bir gerçeğe doğru programının daha sonuna geldik, bir sonraki programda görüşmek ümidiyle esen kalın.