hristiyanlıkta hz. isa nın son akşam yemeği gibi çok önemli bir pavlus mevzusu var;
Yeni Ahit'te Pavlus hakkındaki bilgilere göre, o Paul adını almadan önce Saul olarak anılıyordu. Kendisini isevileri ve iseviliği yok etmeye adamıştı.[4] Hristiyan olmadan önce isevilere şiddetli zulümler yaptığını Pavlus kendisi itiraf etmektedir. [5] istefanos’un infazını bizzat onaylamıştı. [6]
Pavlus, Yahudi dünyâsında uzun zaman açıkça hiç dile getirilmeyen bir din adamıydı. Talmud’da ve diğer Yahudi sözel geleneğinde Pavlus’tan açıkça bahsedilmez. Ancak Ortaçağ Avrupasında ortaya çıkan Hz. isa’nın yaşamöyküsü Toledot Yeşu’da Pavlus’tan bahsedilir. Toledot Yeşu’da Pavlus’un, Hristiyanlığı tahrif etmek için görevlendirilmiş bir Yahudi ajanı olduğu anlatılır.[20]
ibn-i Teymiyye, Pavlus’un Hristiyanlık içinde yaptıklarını ibn-i Sebe’nin islamiyet içinde yaptıklarıyla karşılaştırarak, birincisinin Hristiyanlığı tahrif etmede başarılı olduğunu ancak ibn-i Sebe’nin nihai amacına ulaşamadığını savunur. 20. asrın Sünni önderlerinden Mehmed Kırkıncı, Pavlus'un, Hıristiyanlığı bozmak ve Hristiyanlar arasında ayrılık çıkarmak için Yahudiler tarafından özellikle görevlendirilmiş olduğunu ve amacına ulaştığını, Yahudilerin benzer bir tahrifat projesini islamiyet üzerinde ibn-i Sebe ile yapmaya çalıştıklarını savunur.[37]
ismail Hakkı Bursevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevi-yi Manevi’de dile getirdiği tarihsel hikâye Taassup Yüzünden Hıristiyanları Öldüren Yahudi Padişahın Hikayesi’nde[38] bahsi geçen, Hristiyanların arasına bid’at ve tefrika aşılayan Yahudi vezirin Pavlus olduğunu savunur.
Bununla birlikte Mesnevî şârihlerinin çoğunluğu vezirin Pavlus olup olmadığı konusunda bir fikir belirtmezler. 20. asır Mesnevî şârihlerinden Şefik Can, bu hikâyenin kaynağının Kısas-ı Enbiyâ kültürü ve Eski Ahit olduğunu ve Mesnevî şârihlerinin çoğunluğunun görüşünün, anlatılan hilekâr vezirin Pavlus olduğu konusunda baskın olduğunu belirtmekle beraber, kendisi bu konudaki reyinde tarafsızdır.[39]