Bir saattir ne yaptığını bilemez şekilde boş boş dolanıyorum. Karşıma belalı tiplerin çıkması için eminönü süleymaniye arası tenha sokaklara girip çıktım, yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm... kimsecikler yok. Gündüz iğne atsan yere düşmeyen bu mekanlarda her yer sarımtırak lambaların ışığıyla dolmuş. Birkaç kedi ve tek tük insandan başka kimse yok. Gündüz sesimi zor duyduğum yerlerde geceleyin en ötedeki duvarlara kadar sesimi duyurabilirim.
Cuma günlerinin benim için çok farklı bir anlamı vardı. Cuma günü geldi mi otobüsle uzaklara gitme zamanıydı. Herkesten gizli saklı, kimseye bir şey demeden gitme vakti. Haftalardır cuma günleri geliyor ve ben burada kalıyorum. istanbul'da hapsolmuş gibi hissediyorum kendimi. Buradan gideceğim her yer gözümde sanki bir mahkumun hapishaneler arası yer değiştirmesi gibi.
Şimdi hiçbir işim olmadığı halde atladım üsküdar vapuruna üsküdar'a geldim. Ne işim var burada Ne işim var burada?