komünizmin vatan sevgisini reddettiğini, dolayısıyla bu fikirdeki birisinin vatan sevgisiyle ilgisi olmayacağını söyleyendir.
"Komünistlere ayrıca vatanı, milliyeti ortadan kaldırmak isteme suçu yüklendi. işçilerin vatanı yoktur Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil. Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini ulusal sınıf düzeyine getirmek, kendini ulus yapmak durumunda olduğu için, kendisi de ulusaldır hâlâ, ama asla burjuva anlamda değil."
Karl Marx ve Friedrich Engels (1848)
komünist parti manifestosu
şimdi burada iş çığırından çıkıyor. gerçekten tarafsız olarak düşünmek gerekirse, her insanoğlu (ister komünist, ister putperest, ister milliyetçi, ister ümmetçi) vatanını sever.
burada mühim olan vatan kavramına hangi anlamı yüklediğidir. birisi bütün tarihi kıymetini de yükleyerek vatanı sever, kimi memleketindeki çınar ağacını, ıssız dağ başındaki yalnız mezarları sever. sadece an'da ve mekanda olanı yani. aradaki fark budur azizim. dikkat! buraya kadar doğru-yanlış yargısı belirtmedik.
şimdi işin bir başka boyutuna bakmak lazım. komünist veya milliyetçi olmak ilk bakışta saçma gibi görünse de zihni bir mesaiden evvel kalbi bir mesainin sonucudur. insanoğlu bu hissin üzerine aklen uygun bulduğu mantığı yerleştirir.
dolayısıyla ben ömrümün geri kalanında edindiğim tecrübeye binaen kimseye vatan sevmeyi öğretmeye kalkmıyorum. duygu öğretilmez. ancak benzer duygular uyandırabiliyorsanız ne ala...o da nefretle kavgayla olmuyor. biraz sevgi, biraz zaman...