hemen yarın çıkın. ve allaha dua edin ev arkadaşlarınız kafa dengi olsunlar. toplam 4 yıl 3 farklı insanla aynı evi paylaştım. hayatımın en unutulmaz 4 yılını o insanlarla o evin içinde geçirdim. acısıyla tatlısıyla hayatı öğreniyorsunuz. yurda gidip ot gibi okumayın, çıkın eve biraz sorumluluk alın. kira nasıl ödenir, fatura parası nasıl biriktirilir, 2 ekmeği 6 kişi nasıl paylaşabilir, hangi duraktan binersen daha hesaplı olur..
çok olgunlaşırsınız.
öğrenci evimden aklımda kalan bikaç madde yazayım, nasıl bir ortam olduğuna siz karar verin.
sene 2010-2014. eskişehir.
makarnanın ne kadar fazla çeşidinin olduğunu,
kattle'ın çok amaçlı olduğunu,
doğalgazı ödeyemediğiniz zaman taşıma sıcak suyla şubat soğuğunda nasıl duş alındığını,
son final sınavından çıkıp, ev arkadaşlarıyla eve giderken üstünüzdeki tüm parayı alkol ve mezeye yatırdıktan sonra yüzünüzdeki mutluluğu,
sabaha kadar yapılan batak turnuvalarını,
salondan mutfağa doğru 'kanka gitmişken çay koy da bi okey çevirelim' diye seslenen ev arkadaşını,
kız arkadaşıyla arası bozulup 'hacı müsaitsen biraz konuşalım mı, iyi hissetmiyorum' diyen ev arkadaşını,
beyler yarın sabah benim manita kahvaltıya geliyor, size zahmet sabah 6da evden siktir olup gider misiniz diyen fırlama ev arkadaşını,
eve geç gelindiği zaman salonun yarısından yukarısının nargile ve sigara dumanından gözükmediğini,
üst dairenizde yaşayan başörtülü sevimli teyzenin sık sık ziyaretinize gelip 'evladım bu akşam bu yemek pişti, beyden habersiz getirdim aramızda kalsın' diyerek elinize uzattığı çiçek desenli emektar tabağı,
evin en boş ve soğuk köşesinin genellikle ya geçmiş dönem derslerin fotokopilerinin ya da içi boş içki şişelerinin kapladığını,
final sınav sonuçlarının açıklanması ve evdeki herkesin sorunsuz geçtiğini öğrenmesi üzerine sabaha kadar şarkılar, türküler söylenerek çaylar, kolalar içilmesinden dolayı rahatsız olan üst kattaki teyzenin kocası olan hamit dayının üşenmeden bizim kapıya gelip 'oğlum delirtecek misiniz lan siz beni, zikerim belanızı zıbarın yatın' diye sövdükten sonra gözlerini üzerinize dikip 'ulan saat gecenin dördü halay çekiyor pezevenkler' diye azarladığını,
dolapta bişey olmadığı halde hiç kimsede para yoksa eğer, 15 günlük yoğurdu bayat ekmekle kemirirseniz, 4-5 gün ishal gezeceğinizi,
kahvaltı hazırlanacağı vakit aranızda 'x sen yumurtayı kır, y sen git ekmek al, z sen de sofra bezini ser ben de kahvaltılıkları çıkarıyım' şeklinde iş paylaşımı yapıldığını,
hiçbir şeye para bulunmasa bile internet faturasına tüm imkansızlıklara rağmen nasıl para bulunduğunun anlamaya çalışıldığını,
annenin memleketten yolladığı el yapımı tarhana ve salçanın tüm ev halkı tarafınca neşeyle kutlandığını,
