aslında rejim yapmaktan daha zor olanı, rejim yaparken çevrenizdeki insanların size karşı tutumlarına direnç gösterebilmenizdir. yoksa insan iradesinin, eğer kafaya koyduysa, her türlü rejimi yapabilecek kapasitede olduğuna inanıyorum. ben rejim yaparken çevremdeki insanlarla uğraşmak rejim yapmaktan çok çok daha zordu. bu insanları şöyle kategorize edebiliriz;
gizli diyetisyenler: bu insanlara eğer diyet yaptığınızdan bahsederseniz size ilk soruları "ne yiyosun peki?" olacaktır. siz ne söylerseniz söyleyin yediklerinizin yanlış olduğunu savunup, "onu yiyorsun ama o şöyle zararlı, böyle kilo yapar aslında şunu bu şekilde yemen gerekir" diye ahkam keserler. bazılarında ise içten içe kıskançlık vardır, zira siz diyete başlayarak bu insanların hep yapmak isteyip de yapamadığı işi yapmış, ortaya bir irade koymuşsunuzdur; sizi çekemezler.
1 kereden bişey olmazcılar: bu tipler ise hayatında diyet yapmamış, yediği şeylerin ne olduğunu bilmeyen, canı ne çektiyse anında mideye indiren tiplerdir. sürekli size "bi kere künefe yesen nolcak?" veya "bu öğünde kebap ye akşam telafi edersin" tarzı yaklaşımlarda bulunarak diyetinizi bilinçli bilinçsiz baltalamaya çalışırlar. dediklerini kabul etmezseniz size sinirlenenleri bile çıkabilir.
diyet yapmanıza gönlü el vermeyen anne: sizin yaptığınız sıkı diyet işte en çok annenizi üzer. sofraya oturulup pilavlar, makarnalar mideye indirilirken sizin bi kenarda salatalık havuç kemirmeniz annenizin yüreğini parçalar. size iyi niyetli olarak birşeyler yedirmeye çalışır, ısrar eder. siz ise ya dayanamayıp yersiniz ya da sinirlenip "yeter anne ya" dersiniz, bu sefer daha çok üzülür.
senin rejime ihtiyacın yok kiciler: bunlar genelde erkektir çünkü erkekler çevrelerindeki insanları kadınlar kadar iyi gözlemleyip incelemezler. doğal olarak kilo aldığınızı da anlamazlar. aslına bakarsanız çoğu kendisinin bile kilo alıp almadığını anlayamaz; malum memlekette çoğu erkek göbekli ve kilosu umurunda değil.