Faşizm sıkça ''başka uluslara yönelmiş milliyetçilik'' gibi algılanıyor. Bu yanlış bir tanımdır. Milliyetçilik burjuvazinin en eski ideolojilerinden biri olarak faşizmin alet çantasında baş köşede durur. Fakat faşizm basitçe milliyetçilik değildir. Faşizm, finans-kapitalin en gerici, en şoven ve en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğüdür. Bu diktatörlüğün temeli, tanımda işaret edildiği gibi sömürücü ve ezen sınıfın, tekelci büyük burjuvazinin sınıf egemenliği ve emperyalizmdir. Faşizm bütün milliyetlerden işçi sınıfı ve tüm emekçi halk üzerinde, onun köleliğini, sefaletini pekiştiren, ekonomik yıkımını küçük bir kapitalist azınlık lehine derinleştiren diktatörlüktür. Faşizm işçi sınıfının iliğine kadar sömürülmesi ve her tür politik-demokratik haktan yoksunlaştırılmasıdır. Faşizmi devirmek, burjuvaziyi devirmek ve kendisiyle beraber tüm halkı politik ve ekonomik kölelikten kurtarmak için örgütlü ve enternasyonalist devrimci savaşım vermek işçi sınıfının vazgeçilmez görevidir.