Tren vagonları soğuk tenini kavrıyordu rayların,
Kıvrılıyordu kaldırım taşları çıkmaz sokağa doğru.
Bir sokak kedisinin gözlerinde kaybolduğu vakit,
Seni lirik şiirimdeki Efulim'e benzettim.
Siyaha çalınmış duvar dibindeki isimsiz kahvehane,
Akasya Pastanesi'nin portresindeki iki sandalye boş hala
Yakınındaki tahta masada kalp şeklindeki aşk çizilmedi daha
Ve sabaha çok var diye başlamadı bu şehir
Seni lirik şiirlerimdeki Efulim'e benzettim.