askerde ölen gerçekten şehit midir sorunsalı

entry29 galeri
    22.
  1. islam'a göre şehid; ancak islam'ın ve Allah-u Teâlâ'nın kitabı Kur'an'ın hakim olması yolunda eliyle, diliyle, canıyla çalışan ve bu yolda ölen kişidir.
    Allah-u Teâlâ'nın kitabında hakkında:
    "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır (onlar) diridirler ve Rableri katında rızıklanmaktadırlar." (Al-i im-ran: 169) buyurduğu, ölü olmayıp sonsuza kadar nimet ve esenlik içinde kalacaklarını bildirdiği şehidler ancak Allah-u Teâlâ'nın kelimesi Lâ ilâhe illALLAH'ın en yüce olması için çalışırken bu yolda ölen kimselerdir.
    Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in hadislerinde bildirdiği bunun dışındaki şehidler ayette geçen şehid değil dünya şehidleridirler. Bunlar da şüphesiz Allah katında ecir alacaklardır, fakat bunların ecri Allah-u Teâlâ'nın dinini hakim kılma yolunda hayatını kaybeden kimsenin ecri kadar büyük değildir.
    islam'ın hakim olduğu bir toprak parçasının savunmasını yapan ve dolayısıyla islam dininin yeryüzünde hakim olup bu hakimiyetin devamı için çarpışan kimse bu işi sırf Allah rızası için yapar ve bu yolda ölürse, o yüce şehidlik mertebesine ulaşır.
    Bunun dışında sırf doğduğu toprağı veya kavmini korumak için savaşıp ölen kimse şehid olamayacağı gibi cahiliye ölümü üzerine ölüp cehennemlik olur.
    Uhud savaşı esnasındaki Kuzman'ın olayı buna açık bir örnektir.
    Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e ondan bahsedildiğinde Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem:
    "O cehennem ehlindendir." demiştir.
    Uhud günü olduğu zaman Kuzman şiddetli bir şekilde Kureyş müşrikleri ile savaşmış ve onlardan yedi sekiz kişiyi öldürmüştü. Fakat sonra ağır bir yara aldı ve evine taşında. Müslümanlardan bir kısmı ona:
    "Ey Kuzman! VALLAHi bugün sen çok iyi savaştın, sana müjdeler olsun" dediklerinde o:
    "Ne ile müjdeleniyorum? VALLAHi ancak kavmimin şerefi için savaştım. Şayet bu anlattığınız için olsaydı savaşmazdım" dedi. Bir müddet sonra yarası şiddetlenince de bir ok ile kendisini öldürdü.
    islam'ı hakim kılmak dışında herhangi bir toprak parçası için veya herhangi bir kavmin şerefini yüceltmek için savaşmak Allah yolunda olamayacağı gibi bu yolda ölen kişi de asla şehit olamaz.
    Hele islam kanunlarını tatbik etmeyen bir toprağı, sırf o toprakta doğduğu için savunan, bu yolda savaşan ve bu toprağı savunurken ölen kişi şehid olamayacağı gibi cennetlik de olamaz.
    Bunun gibi islam hükümleri dışında hükümlerin hakim olduğu bir toprağı, bir de bu devlette idareyi elinde bulunduran kafirler emrettiği için savunup bu uğurda çarpışan ve bu uğurda ölen kişi ne Müslümandır ne de şehiddir.
    Müslüman ancak Allah-u Teâlâ'nın dini ve onun kelimesi Lâ ilâhe illALLAH hakim olsun diye savaşır ve bu yolda canını, malını, ailesini, doğduğu toprağı bile hiç çekinmeden feda eder.
    Müslümanın vatanı Lâ ilâhe illALLAH'ın hakim olduğu islam kanunlarıyla hükmedilen toprak parçasıdır. Ancak bu vatan korunur ve bu vatan yolunda cihad edilir.
    Biraz önce de bahsettiğimiz Kuzman gibi kişiler bir çok müşriği öldürseler bile, sırf kavimleri ya da vatanları için savaştıkları müddetçe, Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in de bildirdiği gibi cehennemliktirler ve şehidlik mertebesiyle uzaktan, yakından hiçbir alakaları yoktur.
    Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem bize Allah yolunda olan cihadı ve gerçek şehidi şöyle tarif etmiştir:
    Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'e birisi gelip:
    "Ya RasûlALLAH! Kimimiz öfkesine kapılarak, kimimiz utancından dolayı,
    diğer bir rivayette;
    Bir kısım insanlar ganimet malı için, bir kısmı da kahramanlar arasında yer almak için cihad ederler.
    Şu halde Allah yolunda cihad eden kimdir?" diye sordu.
    Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve Sellem:
    "Kim ki yalnız Allah'ın şeriatı hakim olsun diye cihad ederse, o mücahidin cihadı Allah yolundadır" buyurdu. (Buhari - Müslim)
    Şehid:
    yalnız Allah'ın şeriatini hakim kılmak için gerek savaşta çarpışırken, gerekse bu yolda başka alanlarda çalışırken ölen veya kafirler tarafından öldürülen kişidir.
    Yalnız Allah'ın dinini hakim kılmak için çalışan ve bu yolda ölen müslümanlara şehid denir. ister Hamza b. Abdulmuttalib, Mus'ab b. Umeyr gibi savaşarak ölsünler, isterse Sümeyye (r.a) gibi işkence altında can versinler, isterse kafirlerle çarpışmak için giderken veya hazırlık yaparken ölsünler, fark etmez
    islam dışında; Vatan, toprak, bayrak, islam'ı tatbik etmeyen veya muzaffer olduğunda islam şeriatini tatbik etmeyecek herhangi bir ülke uğruna ölenler şehit değildir. Kim böyle kimseleri şehit olarak isimlendirirse Allah'ın hükmüne karşı gelmiş ve kafir olmuş olur.
    Kim Allah (c.c)'nun dinini, şeriatini, hüküm veya emirlerini yeryüzüne hakim kılmak için değil de başka amaçlar uğruna ölürse onun ölümü boş bir ölümdür. Kanı ise boşu boşuna heder olmuştur. "Allah yolunda öldürülmek, borç hariç her şeyi affettirir." (Müslim)

    "Şehidin, Allah katında altı mükafatı vardır: Bunlar: Bütün günahları affedilir, cennetteki yerini görür, kabir azabından kurtulur ve mahşer gününün korkunç sıkıntısından emin olur, başına onur tacı konulur, bu tacın üzerindeki yakutlardan bir tanesi bütün dünya ve içindekilerden daha değerlidir, Hurilerden 72 tane hanım ile evlenir ve akrabalarından 70 kişiye şefaatçi olur." (Tirmizi, ibn-i Mace) (Tirmizi hasen, sahih, garip dedi.)

    "Şehitler, cennet kapısının yanında, yeşil kubbenin altında bir nehirdedirler. Onlara gece, gündüz rızıkları cennetten verilir." (Ahmed sahih senedle rivayet etti)

    ---Citation---
    0 ...