sweeney todd the demon barber of fleet street

entry167 galeri
    37.
  1. Tim Burton'ın gelenekselleşmiş film yönetimi ile sürprizleri konu için harcamayıp bilerek ve isteyerek bir sonraki sahneyi seyirciye tahmin ettiren ancak görsellerle yine aynı kitleyi hayrete düşüren filmi, inanılmaz keyif aldım izlerken. Müzikal olması ekstra bir ustalık katmış oyunculara. Çizgiler, renkler, karikatürize edilmiş mekanlar ve romantizmi farklı boyutlara taşıyan tekrarlanan diyaloglar, hepsi muhteşemdi. Filmin bütünü bana "the melancholy death of oyster boy"u hatırlattı. Yine bir Burton imzası:

    adam ilan-ı aşk için kum tepesini
    düğün için deniz kıyısını seçti.
    ve dokuz günlük balayı
    capri adasında geçti.
    ilk akşam yemeği: balık yahnisi
    doğrusu çarpıcı bir yemek.
    adam yumuladursun
    kadından bir dilek.
    dileği yerine geldi: bir bebek
    ama bir sorun doğdu o an:
    bir insan mıydı bu doğan?
    gerçi beşer parmak vardı
    ellerde ayaklarda
    işitip hissediyordu da
    öyleyse
    mesele neydi ki?
    ah bu çocuk
    öyle tuhaf bir şeydi ki!
    o aşk hikayesinin sonu buydu
    bu doğum o mutluluğun sonuydu
    çıkıştı doktora kadın:
    "benim olamaz bu. çok farklı huyu suyu.
    kokusuna bakın:
    okyanus, yosun ve deniz suyu!"
    doktor içerledi
    "hanımefendi,
    kabahat benim mi oğlunuz yarı-istiridyeyse
    siz yine şanslısınız dün bu ilde
    gagalı bir kız doğdu. üç kulaklı. her neyse. siz
    en iyisi şirin bir eve taşının: sahilde
    uygun isim arandı epey. sonunda
    sam oldu adı. tabii aslında
    "midyeye benzeyen o şey"
    sonra herkeste bir merak bir merak
    istiridye çocuk ne zaman kabuğundan çıkacak?
    bir gün thompson dördüzleri onu görünce
    "çift kabukluuuu" diye alay edip kaçtı çabucak
    bir bahar günü sokakta unuttular
    sam yağmur altında kaldı.
    biriken suyun mazgaldan gidişine
    baktı-daldı.
    annesi arabayı otobanda durdurmuş
    ön panele vurup duruyordu
    keder,
    hüsran,
    ızdırap.
    tahammül etmek zordu.
    bir gece "hayatım" dedi kocasına
    "sakın alay ettiğimi sanma
    bana tuhaf gelen bir şey var
    kızmaca yok ama. anlaşılan
    yataktaki sorunlarından ötürü
    oğlumuzu suçluyorsun her an"
    adam perişan.
    macunlar merhemler denedi
    umutlanıp zaman zaman
    iksirler losyonlar
    ve kaşındıkça kaşındı kan-revan.
    doktor dedi ki adama
    "kesin bir şey denemez ama, belki
    derdinizin devası derdinizin sebebi.
    istiridye seks gücünü arttırır derler. kim bilir,
    oğlunuzu yerseniz
    saatlerce sevişmek size vız gelebilir."
    gece adam usulca
    süzüldü oğlunun odasına
    gözünde kan,
    alnında ter,
    dilinde yalan.
    "mutlu musun evlat? doğrusu
    cennet dururken
    çekilmez böyle hayat
    düşün bi kere bezip de bu hayattan
    ölmek istemez mi insan?"
    gözlerini kırpıştırdı sam
    ama cevap vermedi.
    babası iyice kavrayıp bıçağı
    gevşetti kıravatı.
    tam tutmuş kaldırırken
    oğlu ceketine damladı
    adam kabukları ağzına dayadı
    ve gidiverdi sam boğazından aşağı
    sam'dan arta kalanları
    hemen götürüp gömdüler
    deniz kıyısına, kumsala.
    bir damla gözyaşı, bir dua.
    ve pürtelaş döndüler yuvalarına.
    istiridye çocuğun mezarı:haç
    sahile vurmuş olan
    bir tahta parçasından
    ve kuma yazılmış bir söz:
    "kurtarır hazret-i isa"
    ama silindi haritası
    denizin ilk kabarmasıyla.
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük