ahlak ile inanci bagdastirmak

entry4 galeri
    4.
  1. Mantıklıdır.

    varsayalım ahlakın kaynağı din değil bu durumda herkesin bir bireysel ahlakından bahsetmek mümkün. Adam belki kendisi hırsızlığı kötü bir şey olarak görmüyor, sen bu adama niye kötülük yapıyorsun diyemezsin? Çünkü ortak bir ahlaktan bahsetmek mümkün değil, seninkine uymuyor ama onunkine uyuyor.

    Hadi diyelim ortak ahlak var o zaman bunun kaynağı nedir? insanlar niçin ahlaklı olmalıdır? Sınırları kim belirlemiş ve iyi biri olmanın kötü biri olmaya göre yararı nedir?

    Eğer bir mükafattan bahsedemeyeceksek ahlaktan bahsetmenin hiçbir anlamı yoktur. Bu durumda iki ihtimal karşımıza çıkıyor. Dini inanca göre bu mükafatı ahirette alacaksın, determinist bakış açısına göre ise öldükten sonra toprak olup gideceksin.

    Bu durumda determinist bakış açısına göre ahlaklı olmanın hiçbir mantığı yok, çünkü kötülük yaparak gayet de dünya zevklerini tadarak bir yaşam geçirebiliyor insanlar. Hem determinizme göre her şey belirlenmiştir, kodlanmıştır adeta. O zaman kötülük yapan birini suçlayamazsın, çünkü onun bu kötülüğü onun suçu değil dünyanın gidişatına göre sebep-sonuç ilişkisi içinde bunun olacağı önceden bellidir.

    Öyleyse şunu söyleyebiliriz ki ahiret inancı olmadan ahlaktan bahsedildiğinde havada kalıyor. Bu dünyada sürekli iyilik yapmış bir insanla sürekli kötülük bir yapmış insanın ikisinin de öldükten sonra toprak olup gideceğini düşünmek gayet saçma duruyor ve hiç adil değil. Bugün kime sorsak hırsızlığın, cinayetin kötü bir şey olduğunu söyler. bunun kaynağı ilk çağlardan beri dindir. Kutsal kitapların hepsinde geçer belli başlı günahlar ve günümüz ortak ahlak kurallarının kaynağı da budur. ister kabul et ister etme.

    Not: determinizm nerden çıktı şimdi diyecek olan olursa, dine inanmayanlar genelde determinist ve materyalist olduğu için o örneği verdim.
    0 ...