yazarların yaşadıkları ve ilginç olabilecek olaylardır.
sanki herşey ayarlanmış gibiydi.
sene 97-98 yaz dönemi..
az sonra arka sokaktaki okulun bahçesinde başlayacak maça yetişmek için bağcıklarımı bağlamadan çıkmışım. tabii yola attığım ilk adımda kendilerini bağlamam gerektiğini hatırlattılar.
hemen kaldırımın başında ayakkabılarıma doğru eğilmiştim ki paket lastiği ile rulo haline getirilmiş bir tomar para,-hayatta bir çok şeyi sorgulamama neden olacak o 1-2 dakikalık uzun bir süreyi başlatarak- salına salına yuvarlanıp tam önümde durdu.
düşüren kişi hemen alır düşüncesiyle paraya elimi sürmeden doğruldum fakat etrafımda onu almak için hamle yapacak birisi yoktu. şaşkın bir şekilde parayı düşürmüş olma ihtimali olan birilerine bakınırken 2-3 adım ötemdeki tezgahın arkasında duran midyeciyle göz göze geldik, sinsi sinsi gülüp "hadi iyisin, kısa günün karı" anlamında bir jest yaptı bana. parayı yerden aldım, epeyce yüklü sayılırdı-ki babamın rahatsızlığı nedeniyle o günlerde geçirmiş olduğumuz maddi krizi atlatmaya yeter de artardı bile-. tekrar midyeciye baktım, ısrarla al götür dercesine bakıyordu. etrafa bir kez daha baktığımda koltuğunun altındaki gazetesiyle köşedeki yaya geçidinde yeşil ışığı bekleyen bir adam gördüm. midyeci dışında en yakın o vardı. bu kadar parayı düşürüp farketmemesi imkansız diye düşünürken isteksizce ama caddeyi geçmeden yakalayabilmek için hızlıca yanına gittim. bu sırada biri şakamı yapıyor diye düşünüp etraftaki apartmanların balkonlarına bile baktım. parayı arkamda saklayarak:
- abi para düşürmüş olabilir misin?
hemen koltuk altındaki gazete sandığım altılı bültenini açtı.
- evet abim, lastiğe sarılıydı üstte beş milyonluk falan vardı değil mi?
adam direkt tarif edince hemen uzattım parayı, lastiği açıp cebine koydu bu sefer. saçımı okşayıp teşekkür etti ve hızlıca caddeyi geçip gitti.
o an midyeci geldi aklıma, dönüp baktım ne yapacak diye. ellerini havaya açıp "allah seni bildiği gibi yapsın" der gibi bir hareket yaptı hafiften gülerek.
maç dönüşü midyecinin yanında durdum:
- abi paranın o adamdan düştüğünü gördün mü?
- lan oğlum gördüm tabii, adam çok zengin, altılı oynama hastalığı var, belki o düşürdüğü paranın bin katını kaybetmiştir atlarda ama koymaz ona. al git dedim sana, gittin elinle verdin geriye. sonra samimi bir şekilde gülümseyerek neyse bir dahakine alırsan sus payı isterim bak dedi ve işine döndü.
o günden sonraki günler durumumuz daha da kötüye gitti, evimizi, okulumuzu her şeyimizi değiştirmek zorunda kaldık. o parayı alsaydım belki de herşey çok farklı olacaktı.