nizar kabbani

entry9 galeri
    8.
  1. Harika şiirleri olan arap şair, sarsıcı bir üslubu var.

    EY SELAHADDiN !

    arabî çağı çaldılar bizden
    nebî’nin evinden fâtımatu’z-zehrâ’yı çaldılar
    ey salâhaddîn,
    kur’an’ın ilk nüshasını sattılar
    ali’nin gözlerindeki hüznü sattılar
    ey salâhaddin, seni ve bizi toptan sattılar
    açık artırmada.

    arab’ın geleceğini çaldılar bizden
    şam’ı fethettikten sonra işten çıkardılar hâlid’i
    cenevre’ye elçi olarak atadılar
    siyah fötür şapka giyiyor artık o
    sigara tüttürüyor, havyar yiyor
    fransızca homurdanıyor
    avrupalı sarışınlar arasında
    kâğıttan bir horoz gibi geziniyor
    hayret, nasıl da evcilleştirdiler bu kureyşli komutanı
    kahramanlarımız işte böyle iğdiş ediliyor ey yavrum!

    endülüs işi paltosunu çaldılar târık’tan
    nişanlarını aldılar, çıkardılar ordudan
    güvenlik mahkemesine verdiler
    zafer suçundan yargıladılar
    zaferin sakıncalı bulunduğu bir zaman geldi yavrum
    öyle bir zaman mı geldi artık
    askerî mahkeme kapılarında
    suçlanmış durur kılıç
    öyle bir zaman mı geldi ki
    gülle karşılıyoruz israil’i
    binlerce güvercinle, millî marşla.
    Hiç bir şey anlamadım yavrum,
    Hiç bir şey anlanmıyorum!

    güneşi rehin verdiler tefecilere
    karaborsacılara sattılar mehtâbı
    ömer’in kılıcını kırdılar
    ayaklarından astılar tarihi
    ayaklarından astılar tarihi
    sattılar atı, beyaz örtüyü sattılar
    gecenin yıldızlarını sattılar, ağaçların yapraklarını
    bedevîlerin gözlerindeki karalığı sattılar

    tuzağa düşürmeden önce çocuklarımızı düşürttüler
    tuzağa düşürmeden önce çocuklarımızı düşürttüler
    tarihin doğum yapmasını önleyen haplar verdiler bize
    şam’ın bağdad olmasını engelleyen aşılar yaptılar bize
    filistin’in yarası hurma bahçesine dönüşmesin diye
    haplar verdiler bize
    marihuana verdiler atı öldürmek için, katletmek için şahlanışı yahut
    şarap içirdiler bize insanı konumsuz kılmak için
    sonra vilâyetlerin anahtarlarını verdiler bize
    ve kral diye atadılar bizi kabîlelere

    ey salâhaddin, ey salâhaddin
    işitiyor musun radyo yorumlarını
    kulak veriyor musun bu apaçık alçaklığa?
    yiyeceklerini yediler ve işediler
    arabın güzel çağının yüzüne.
    sahneye konan bu oyun nedir
    sahneye konan bu oyun nedir
    kimdir kadife perdenin duvarlarını çeken
    yazarı kimdir? bilmiyoruz
    yönetmeni kim? bilmiyoruz
    kimseler de bilmiyor, yavrum

    onlar ki kulislerin ardındalar
    onlar ki kulislerin ardındalar
    vatan denen kadına tecavüz ediyorlar
    ayağındaki halhalları satıyorlar
    satıyorlar gözlerindeki bahçeleri
    göğüslerinin penceresinde ezelden beri eğleşen
    kuşları satıyorlar
    vatanın nesi varsa
    bir duble viskiye satıyorlar

    arabî çağı çaldılar bizden
    bedevînin bağrında yanan koru söndürdüler
    bütün dağlara “satılık” levhası astılar
    teslim ettiler buğdayı, zeytini, geceyi
    portakalın kokusunu
    görülmeyi yasakladılar düşlere
    şiir yazan bütün kuşları hapse tıktılar
    öyle bir zaman mı geldi?
    silâh sandığı taşıyan herkes, afyon sandığı taşıyan gibi mi yavrum?
    öyle bir zaman mı geldi artık
    ikiz mi oldu özgürlükle tutsaklık?
    öyle bir zaman mı geldi artık
    yapan ellere zıt yapılan iş
    öyle bir zaman mı geldi artık
    söylenen söz, söyleyen dudaklara zıt

    ey salâhaddin
    döneklik çağıdır bu
    kavî kabîlecilik kabarması
    ebubekir’in evini yaktılar
    nebî’nin ailesine el uzattılar gece vakti
    kureyş’in ileri gelenleri
    ecnebîlerin bulaşıklarını yıkar oldular.

    Ey salâhaddin, söz ne işe yarayacak bu bâtınî çağında?
    ve neden şiir yazalım ki, allah unutmuşken arap sözünü?
    1 ...