her ne kadar her seferinde biraz daha batıyor olsa da, "bir koyup üç alma" * umuduyla yaşamaya meraklı bu kadar insan varken ortalıkta, asla doğru bir şekilde yerleşemeyecek olan mantıktır.
dış ticaret açığı denen şey sürekli büyürken, işleyen tesisleri satarak, çoğaltılamayan bir parayı bir kereliğine elde etmek için üretimden vazgeçmek, arkadaşların dediği gibi turgut özal beyimizden beri uygulanan bir yöntemdir.
"liberal ekonomiden anlamak" heryerde nescafe bulabilmek ama hiçbir ayın sonunu birilerine borçlanmadan getirememekse, gerekli önlemleri almadan bütün piyasaları değiştirerek kendi halkını sudan çıkmış balığa çeviren, üretim bilincinin yerini tüketim toplumu ile değiştirmesini göre göre seyirci kalan politikacıların halkçılığından şüphe duyarım.