terörün en yoğun olduğu dönemlerde, ''sınırötesi operasyon gereklidir'' diyenlere, ''içeride 3500 dışarıda 500 tane terörist var'' diyen rte kişisinin, 21 şubat 2008 tarihli mgk'dan sonra bush a bilgi vermek suretiyle bu karda kışta binlerce mehmetçiğin bir bilinmeze gönderilmesinin akabinde, türban konusunda türkiye'yi aihm'ye şikayet etmiş bir eşe sahip akp'nin cumhurbaşkanı'nın bir oldu bitti ile laik cumhuriyetin temellerini yıkacak bir bombanın pimini çekmesi durumudur.
türban konusunda belki de rte'den bile daha radikal olan akp'nin cumhurbaşkanı'nın, açıkça taraf olduğu bir konuda söz konusu yasayı 11 gün bekletmek suretiyle sanki ciddi manada uzlaşı arıyormuşcasına bir hava içerisine girmesi bir takım safları umutlandırmış ve bir veto beklentisi içerisine sokmuştu.
geldiğimiz noktada görmekteyiz ki akp hükümeti ve onun cumhurbaşkanı türbanı halletmek ya da başka deyişle laik cumhuriyeti yok etmek için binlerce mehmetn hayatını tehlikeye sokmakta beis görmemektedir. ayrıca yarından itibaren yürütülecek propaganda vesilesiyle de gündemin bir numaralı maddesi sınırötesi operasyon varken türbandan bahseden kimseler vatan haini, pkk sempatizanı ya da en azından statükocu olarak nitelendirilecektir. görünen odur ki türbanın meşruiyetini sağlama mesuliyeti mehmetçiğin kanı üzerine oturtulmuştur.
bu satırların sahibinin sınırötesi operasyona karşı olmayacak bir siyasi çizgide bulunduğu ve terör sorununun gerekirse en sert yöntemlerle bastırılması gerektiğini düşündüğüde belirtilmelidir. ancak amerika'nın desteği(dahası sınırlı izni) ve iç gündemi değiştirmeye yönelik yapılacak bir harekatında çok yüksek bir başarı elde etmesi muhtemel değildir.
yılın 6 ayı türbanın 6 ayı ise terörün tartışıldığı ülkemizde şimdilik türbanın zaferi gerçekleşmiştir. çeşitli defalarda belirttiğimiz gibi esasen ülkenin karşısındaki bir numaralı güvenlik sorunu iktidarı elinde bulunduran güçlerdir. pkk gibi bir terör örgütünün devleti içten fethetmesi ve kendi çıkarları dahilinde kullanması mümkün değildir. ancak rejim düşmanı olan fakat bunu demokrasi kılıfı altında yürütenler onyıllardır devlet mekanizmasını ellerinde tutmaktadırlar.
20. yüzyılın başında dünya tarihinin en onurlu savaşını vererek emperyalizme karşı bir zafer kazanan bu topraklar, onun devamı olan cumhuriyet, siyasi çıkarları için mehmetçiği feda etmeye hazır cumhurbaşkanlarını haketmiyordu...