Bahsedildiği gibi olmuyor. Hayat beynelmilel durmuyor. Dursa belki daha az yorucu olur. En azından ben öyle sanıyorum. Hayat tüm fahiseligiyle devam ederken yavaşlıyorsun sadece. Filmlerde yol sahneleri olur; aydınlatma ışıkları birbirini takip eder yada kalabalık bir köprünün sabahtan akşama hızlı çekim akışı gibi. Hep hızlı çekim ama sürekli. Akliniz ağır cekimdeyken adımlarınız,planlarınız,nefesiniz,
günlük kararlarınız...hepsi ve daha fazlası alabildiğine hızlıdır. Bunu unutturmaya yarayan dogal bir antidepresan olarak nitelendirmek kifayetsiz olurdu. başlı başına birbiriyle çelişik ,sebepsiz deli saçması bir savaş için yeterlidir içinizde. Yorulursunuz..olması için çaba sarfetmekten vazgecmistiniz halbuki nerden peyda olur bu haller. Her metrobüs durak anonsunda,her reklam panosunda,yeni gelen mailde,her öğle yemeği masasında,akşam eve gelirken anahtar arama faslında...akla gelmesinin imkânsız olduğunu düşündüğün her yerde. Sonuç olarak fak yu biç.