her takım gibi başarısızlıkları olan takım. 2000 yılından falan bahsedip 8 sene öncesine dönme gibi niyetim yok. sonuçta yaşandı bitti.
ama anlamıyorum galatasaray'ın başarısızlıklarıyla sevinenleri. işinize baksanıza kardeşim, gitsenize tribününüze, hoparlörle desteklenmiş ıslık yerine bir kaç tezahurat yazsanıza. bakın takımınız ilk defa güzel birşeyler yapıyor, alkışlasanıza. işte bu yüzden başarısızlık ayırdır, çapsızlık ayrıdır. hala sevilla maçı sonrası, galatasaray'ın uefa kupasına tesadüf demeye getiriyor yöneticileri. ulan gidip sarılsana futbolcularına, öpsene alınlarından. biraz çapınız olsun be. ne yoksa, içeride prim muhabbeti mi yapılıyor hala?
merak etmeyin, çok üzülüyoruz ama biz hala lucescu mağrurluğundayız. yeni genç metin oktay'ların terli sırtına ceketlerimizi asmayı biliriz. çünkü biz mağlubiyeti de, zaferleri de yaşamayı sizden çok daha iyi biliriz.