içinden şehir geçen kadınlar

entry1 galeri
    1.
  1. Farklı kıtaları severim ben.. başı boş olur kelimeleri.. işsiz güçsüzdür otel odalarındaki perdeler.. kimi kimsesi yoktur televizyonun altındaki sehpanın.. sandalye desen; yaşlanmıştır artık.. eskisi gibi tutmuyordur bacakları.. kıtası farklı olur şiirlerin buralarda.. daha bir içlidir otelin lobisi.. soğuğu buruktur, tanımadığın yüzler ise donuk.. ama yine de seversin işte başka bir yerde olma hissini.. belki de insana evini özleme fırsatı verdiği içindir.. kim bilir..

    nereye gitsem, kendimle götürüyorum seni.. ilk seni koyuyorum valizime.. ilk seni çıkartıp asıyorum içime; en az sen kırışasın diye.. kırıştırırsam eğer, merak etme, o da yine seninle.. daha ne kadar sürer bu böyle bilmiyorum.. ama o süre gelene kadar; lansor, aspirin ve sen şeklinde süregidiyor hayatım.. birinizi rakıdan önce; birinizi rakıyla birlikte, birinizi rakı ertesinde alıyorum içime..

    farklı kıtaları sevdiğimi söylemiş miydim sana? soğuk olanları bile severim.. paltomun önü açık, boynumda kaşgol, öylece salınmayı severim kıtanın orta yerinde.. farklı kıtaların, içinden nehir geçen şehirlerini ise bir farklı severim ben.. nedense onların da beni daha fazla sevdiğini düşünürüm.. ben gelmeden önce hazırlanırlar.. sevdiğim ışıkları pişirir, en güzel renkleri giyinirler.. bir şehrin içinden nehir geçiyorsa; o şehir halden anlıyor demektir bu benim için.. bilir ikiye bölünmeyi, köprülerin sadece ulaşımı sağladığını, aslında hiç bir şeyi bağlamadığını.. kendi içinden akıp geçen nehrin tek arzusunun denize dökülmek olduğunu bilir.. nehir sevmez şehiri, şehrin onu sevdiği kadar.. nehir için şehrin tek özelliği, denize dökülüyor olmasıdır.. “iyi çocuk işte…” der gibi sever nehir şehiri.. şehir, nehiri deli gibi seviyorken..

    şehir ne zaman açılmaya çalışsa nehre, “sadece içinden geçiyorum ben senin! hepsi o kadar!” der nehir.. sanki içinden geçip gitmek az bir şeymiş gibi.. “seni ikiye bölüyorum” demez de; “içinden geçip gidiyorum” der.. sadece içinden geçip gitse, hadi neyse.. bir de sonunda gidip denize dökülmüyor mu.. işte şehri en çok yıkan da odur aslında.. denizin de umrunda sanki.. günde kim bilir kaç nehir akıyor içine.. öyle bıkmış ki; tatlı suyu katmıyor bile artık kendi sularına..

    farklı kıtaları severim ben.. bir de içinden nehir geçen şehirleri.. şimdi içinden nehir geçen, farklı kıtadaki bir şehirdeyim.. odaya girer girmez bir de ne göreyim? yine benden önce gelmişsin.. oturmuşsun yaşlı sandalyeye; denize bakıyorsun içini çeke.. lansor içip oturdum ayağının dibine.. bir mucizeyi izler gibi seyre daldım nehri.. içinden geçtiği şehri.. seni.. gözlerini..
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük