türkçesi "kütçekimsel sapan fırlatışı" olarak çevrilebilecek bir astronomi terimi.
peki ne ola ki bu? şimdi misal ben plüton'um. sen de değişik bir cisimsin ve bana yaklaşıyorsun. benim o uzay-zamanı büken kütleçekim alanıma girip onun sayesinde hız kazanarak tekrar benden uzaklaşıyorsun. sonra atıyorum benden sonra uranüs'e gidip onun benden daha yüksek olan kütleçekim alanına girerek daha büyük bir hız kazanıp ondan da uzaklaşıyorsun ve böyle böyle gitmek istediğin yere doğru devam ediyorsun.
şu geçen aylarda minik bir kuyruklu yıldıza bir cisim göndermişlerdi hatırlarsan. işte onu gravitational slingshot tekniği ile oraya gönderdiler. yani az önce anlattığım gibi süreyi uzatıp minimum yakıt ile maksimum faydayı sağlayarak o cismi o kuyruklu yıldıza yaklaştırıp oturttular. ancak dediğim gibi buradaki tek sorun zaman. yani atıyorum 100 ışık yılı ötedeki bir yere yollanmak istenen bir cisim bahtsız bedevi gibi oradan oraya sürüklenmek zorunda kalıyor. bu gerçekten üzücü. zira gelişmiş bir uzaylı olsam ve insanoğlunun uyguladığı bu tekniği görsem çömelip ağlardım herhalde. belki ileride yeni enerji kaynakları keşfedersek ya da transportasyon teknolojisi mikro seviyeden makro seviyeye doğru gelişebilirse bu sorunu çözebiliriz diye düşünüyorum.