bir sözlük yazarının intihar mektubu

entry42 galeri
    19.
  1. Sanırım vakit yaklaşıyor. Bunu kalemin her otuz saniyede bir istem dışı elimden düşmesinden yola çıkarak söylüyorum. Lanet olsun, yazdığım ilk sayfa tamamen kana bulandı. Olay yeri inceleme ekiplerinin ne yazdığımı okuyabilmek için kağıdı kimyasal işlemlerden geçirmesi heyecan verici olacaktır. Eğer geri gelebilseydim, onların bu işlemlerle uğraşırken arkamdan ettiği küfürleri duymak isterdim. Eğlenceli olacağı kesin. Biriken kan, masadan taşarak halıya damlamaya başlıyor. Annemin en sevdiği halısı mahvoluyor. Bu kez utanmıyorum. Ne de olsa gidiyorum. Saatin tik takları, kanın yere çarptığı anda çıkarttığı ‘şıp’ sesi, koridorda yankılanan cızırtılı “Don’t Cry.” Bu bir insanın müzisyen olmadan yaratabileceği en kusursuz senfoni orkestrası. Mozzart’ın, Bach’inkilerden eksik yanı, kendinize has bir orkestra olması. Seyirci yalnızca kendinizsiniz. Bu daha özel kılıyor bu konçertoyu.

    Kapı çalıyor… Birileri kapıyı öfkeyle yumrukluyor. Kafamı masanın üzerine usulca koyup, geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. En çok özleyeceğim şey masmavi bir çift göz olması, hayatımı yeterince iyi yaşayamadığımı gösterir gibi duruyor fakat ben bundan rahatsız değilim. Gözlerimin kapanmasına engel olamıyorum. Dudaklarımdan kendimin bile duyamadığı bir fısıltı, hafif bir tebessümle karışıp orkestraya karışıyor. Müzik daha bir derin geliyor. Daha anlamlı. Koridora vuran güneş daha bir koyulaştı gibi. Ben hala geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. Güzel günlerimiz olabilirdi eğer insanlık jileti yaratmasaydı. Gözlerim biraz daha kısılıyor, biraz daha donuk bakmaya başlıyorum. Haftalardır tezgahta duran bir orkinos gibi ölü bakıyorum. Yüzüm iyice kireçleşiyor. Biri kapıyı daha da öfkeyle yumrukluyor. Sanki savaş davulları çalıyor gibi. Gözlerimin önünden minik bir kan nehri geçip burnuma değiyor. Biraz demir biraz alkol kokuyor. O nehirlerde avlanan korsanlar görmek güzel olurdu diye düşünüyorum. Konçerto, alkol, sigara, müzik, tebessüm. Mükemmel ölüyorum. Tek eksik var içimde, tutamadığım bir sıcak el. En çok özleyeceğim bir çift mavi göz.

    Kapı daha bir şiddetle vuruluyor. Ve kırıldı…
    içeri birkaç adam giriyor tanımadığım ya da gözlerim fazla flu gördüğü için tanıyamadığım. Üzerime doğru koşarlarken artık veda vaktinin geldiğini anlayıp hafif bir tebessüm ile gözlerimi kapatıyorum. Sanki beni kovalıyorlardı da ben kapıyı yüzlerine çarptım gibi. Gözlerimi kapatırken en çok bir çift mavi gözü özleyeceğim aklıma geliyor. Gözlerim kapanıyor.

    Gerisi?
    Anlatılamayacak kadar karanlık…
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük