Maç ile ilgili söylenecek fazla bir şey yok. Yazık oldu Galatasaray'ımıza. Eğer şahsî fikirlerimi birkaç maddede yazmak istersem;
- Erken gelen basit goller, zaten maçın sonucunun bir yansıması oldu. Karl-Heinz Feldkamp'ın bu denli önemli bir maça, Pazartesi günkü yorgun Konyaspor maçının ilk 11'ini sahaya sürmesi belki de en büyük yanlıştı. Haydi, tandem mevkiinde belki son haftaların iki uyumlu ismi Emre Güngör ve Servet Çetin yerine Song oynatılmayabilirdi, ama Avrupa tecrübesi yüksek olan Cassio Lincoln ve Shabani Nonda, ilk 11 de başlatılabilirdi, özellikle Lincoln'ün Alman futbolunu iyi bilmesi, tanıması ve takıma geri kazandırılması açısından bu önemliydi.
- Sağ kanatın Barış Özbek ve Serkan Çalık gibi iki alt düzey oyuncuya teslim edilmesi ile tabiri caizse, harakiriydi.
- Oyuncu değişikliklerinin yenilen ikinci golün ardından yapılması gerekirdi bence, kalli'nin bu değişiklikler için ikinci yarıyı beklemesi ilginçti.
- Futbolculara geldiğimde ise, onlara suç bulmuyorum.* Zira teknik patronun yanlış tercihleri ve geç kalmış değişiklikleri, üç gün önce ağır saha şartlarında oynanmış bir maç ve ardından yapılan uçak yolculukları, fiziksel yorgunluk onları da etkiledi.
- Fenerbahçe'ye Şampiyonlar Ligi'nde başarılar diliyorum. Dilerim Sevilla'yı ispanya'da güzel bir skorla elerler ve bizi Avrupa Arenasında başarı ile temsil ederler.
- Leverkusen her gol attığında orgazm olan bazı eziklere de sözüm, gidin de en münasip bölgelerinize kına yakın. Ardından onları yalayacak birilerini bulun ki; yaşadığınız zevk kat be kat artsın.