Birkaç ay önce katıldığı tarafsız bölge programında sarfettiği '' pkk bir terör örgütü değil siyasi yapılanmadır. '' sözlerinin ardından gerek kamuoyunun gerekse de programdaki diğer konukların büyük tepkisini çekmişti tahir elçi. Geçmişinde de pkk'ya olan yakınlığıyla bilinen bir avukattı kendisi. söylediği bu sözler ve geçmişinde pkk'ya olan yakınlığı eğer devlete karşı işlenmiş bir suç ise adil bir şekilde yargılanması gerekirdi, öldürülmesi değil.
bu bir suikasttır. bu suikastın pkk tarafından işlendiği iddiaları ise büyük bir ironi. Ama türkiye zaten ironinin vatan bulmuş hali olduğu için bu tarz iddialara şaşırmamak gerekir.
tahir elçi'nin görüşleri hakkında, bu suikastı kimin gerçekleştirdiği hakkında zaten sözlükteki herkes bilgin tavırlarla yorumlarını yapacaktır o yüzden ben bu konulara hiç girmeden başka bir noktaya dikkat çekeceğim. Ülkenin ne kadar yaşanmaz bir yer haline geldiğinin farkında mısınız ? sokak ortasında yaşanan çatışmalar, karşıt görüşlere olan bu tahammülsüzlük, her gün gerçekleşen cinayetlere, hukuksuzluklara, basın özgürlüğü ihlallerine karşı şaşıramamazlık... aslında en fazla üzerinde durmamız gereken konu da ''şaşıramamazlık ''. bugün ben tahir elçi'nin öldürülmesine şaşıramadım, birkaç gün önce can dündar'ın tutuklanmasına şaşıramadım. bu şaşıramayışın sebebinin, ülkemize dair umutlarımızın hatta umut kırıntılarımızın dahi yok edilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. elinde umut parçaları dahi olmayan yeni bir nesil yetişiyor. ne acı..