Son günü nasıl olur bilmiyorum ama ilk günü fazlasıyla ilginç ve heyecanlı idi. Ben okula son gelendim neredeyse. evet, en son. ortaokuldaymışımcasına okula geç gittim. o arada sınıflar falan ayrılmış, öğrencilerin yerleri bellenmiş idi. Tabi ben bozuntuya vermedim sıralardan birine karıştım. ne yazıkki hangi sınıfta olduğumuda kimseye soramamıştım çünkü beni tanıyan kişi yoktu. kötü bir okuldan iyi bir okula gelmiştim. sonuç olarak öylece kalmış ve heyecan kat sayım epey bir artmıştı. ardından sıralar halinde sınıflara çıkmaya başladık. Sonra farkettimki en üst kattaymışız ve bende okulun en arkasından tepkisiz tavırlarla yürüyordum. ilk çıkanlar sürekli alt katlardan üst katlara doğru birikip sıra oluşturuyorlardı. çömez olan bizlere ilginç bir karşılama sergiliyorlardı. alkışlama ve çöm çöm çöm kelimelerinden oluşan bu karşılama beni ne kadar heyecanlandırıp korkutsada yüzümde en ufak bir tepki belirmiyordu. o anın şokuydu diye düşünülebilir fakat değil. benden kaynaklı bir şeydi. velhasıl ben 9. sınıfların katına çıktıktan sonra hangi sınıfta olduğumu bilmediğimden bir de aşağı inip müdür yardımcısına sınıfımı sormuştum.sınıfımı öğrendikten sonra yanına oturduğum kişi ile saçma sapan bir selamlaşmam olduydu hatta. direk takımını sormuştum.
Güzel bir gün değildi doğrusu. tek bir tanıdık yoktu sınıfımda. okulda bile toplasan 6-7 kişi ancak çıkardı 110 kişiden. herkes birbiriyle uzun zamandır arkadaş, sürekli kantine falan gidiyorlar, eğleniyorlar falan. ortam gerilinecek bir ortam değildi ama orada o şekilde görünmez olmak, yalnız kalmak, herkesi kendinden özgüvenli görmek, yüzüne dahi bakılmaması zordu. sonradan durum çok değişmedi ama iyikide değişmedi.