kız yurtlarında istisnasız her akşam hastaneye çıkış için izin almanın sebebi olan durumdur. novalginnin iğnesini yedikten sonra rahata kavuşulur.
kadını düşünün, ufak tefektir, narin yaradılışlıdır, kemik yapısı daha ince ve her yönden erkeğe nazaran daha kırılgandır.
lakin bu ufak sey her ay düzenli olarak kasıklarından pelvisine doğru şiddetli ağrıya mağruz kalır. (bu ağrıyı harakiriden resim yapmak olarak tanımlayabiliriz)
bu ağrı bir süre sonra bele vurmaya başlar. Kuyruk sokumundan boğazınıza kadar tıkar sizi, doğum sancısı gibi yükselip alçalan bu ağrı nöbeti sırasında nefesin tıkanması sık sık görülmektedir. ( bu ağrı şeklini yer yer boğulmak ile tarif edebiliriz)
ağrı bu kadarla kalır mı? hayır!
bu noktadan sonra bacaklarınız tutmamaya başlar. kaslar laçka olmaya başlar ve her an yere yıkılacak gibi hissedersiniz. (bu agrı da, topuğundan vurulmak gibi olsa gerek)
Tüm bunlara baştan sona eşlik eden gögüs şişkinliği ve ağrımasını, hormonal değişikliğin sebebi olan sinir bozukluğunu ve bacaklarınızın arasından sürekli akıp giden pıhtılaştığı için bildiğin et gibi olan kanı hesaba katmıyoruz bile. (ki bu da çocuk düşürmek gibi olmalı) **
Ve en başta bahsettiğimiz bu ufak tefek dişi bünyesi bütün bunları yaşarken bir yandan sabah erken kalkar, evi derler toplar, çocuk ile uğraşır, işe gider. ve bütün o ağrı sanki o bünyede değilmiş gibi hareket etmeye çalışır. yeter gelmeyin şu kadınların üzerine!
Ayrıca burdan yetkililere sesleniyorum. Kadınları muayyen dönemlerinin ilk 2 günü idari tatil yapılmasını istiyorum.
hee yok mu dediniz, ötanazi hakkımı kullanıyım ben o zaman.
hey garson, bir kutu majezik daha..