yani, hava sahamıza girmeyen, savaş halinde olmadığımız bir ülkenin savaş uçağını ateş etmekle uyarmadan direkt düşürmüşüz. demek ki, olayda bir "düşürme kastı" var. uçağı düşürdükten sonra rusya ile temas kurmak yerine hemen nato'ya başvurmamız da ilginç ötesi bir tavırdı.
objektif bir bakışla gerçekleri görelim ve akp'nin savaş ortamı yaratarak kendisine oy vermeyenler de dahil kamuoyunda destek görmek ve rusya'nın askeri gücünden ürken ve gizliden gizliye uçağının düşürülmesinden hoşnut kalan çaptan düşmeye başlamış abd ve nato ülkelerini yanına çekerek nezdlerindeki bozulmuş imajını düzeltme ve soğuk savaş yıllarındaki gibi "vazgeçilmez sadık ve korkusuz müttefik" imajı yaratmaya yönelik politikasına kanmayalım. zira, bu politika ülkemizin ve halkımızın hayrına değil. yeniden batının jandarması olmamız, bize felaketten başka bir şey getirmez.
gerçekten de, amacın bu olduğu, gelen haberlere göre, türkiye'yi çin ve rusya'ya yakınlaşmakla suçlayan abd'li senatörlerde bile olaydan sonra türkiye'ye karşı sempati dolu beyanatlar verilmesinden belli.