gerçekten uğraştırıcı bir yazarlık türü olarak gördüğüm hobi. yazanlara da imrenmiyor değilim.bir kez denedim ama zor görüp vazgeçtim. insanın içindekileri döktüğü bir mecra, bir günlük oluyorsa orası, ve bunu gayet prensipli bir şekilde düzenli olarak yapabiliyorsa aynı insan gerçekten saygı duyarım ve özenirim elbette. diğer bir imrenme sebebim ise şahsımın da içinde tonlarca dökemediği ve sırf bu yüzden evdeki saman kağıtlarının ırzına geçip onların ruhunu sömürüp yine onların bıkmalarına vesile olduğum düşüncelerimdir. yazınca kendimi iyi ifade ededebildiğimi düşünmüşümdür hep. etrafımdaki insanların da böyle düşünmesi bu konudaki düşüncemin ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyordu. tabii ki karşılıklı olarak söylediğim sözcüklerle de bir çok şeyi anlatabiliyordum, ama kağıtlara yazdığım gibi değil, kesinlikle değil. bu gerçekten güzel bir haz ve his. yani karamsarlığını dahi kağıda dökerken mutlu olabilmek de nasıl bir şey ola ki dersen, işte hepsi bu saman kağıtlarının ve o pilot kalemin sayesinde diyebilirim.
bir kıza aşık olduğum bir zamanlarda stalking olayının dibine vurmuşken, o kızın bir kız arkadaşının blogunu bulmuştum bir şekilde. nereden nereye... akabinde blogunda yazdıklarını okudum, hem de hepsini ve bu eylem neredeyse bir haftamı almıştı. ben bu kızla her gün yüz yüze geliyordum ve kendisi benim de arkadaşımdı. benden çok şeyler gizlediğini bu şekilde öğrendim. meğerse içine atıp da söyleyemediği o kadar derin ve sırlar dolu bir dünyası varmış ki. hiç de dışarıdan gözüktüğü gibi biri değilmiş mesela bunu anladım. buna vesile olan da o bloğu yazmasıydı. tek sıkıntı ise benim onun yazdıklarını okuduğumu bilmemesiydi. evet, kendimi onun yerine koyunca suçluluk duygusu hissetmedim değil kabul ediyorum. yine de herhangi bir çıkarım olmadığı için ve ileride de bunu herhangi bir çıkar uğruna kullanmayacağımdan emin olduğumdan ötürü suçluluğumu bir kenara kolayca atabildim.
demek istediğim şu ki, birilerinin gerçek dünyasını keşfetmek hoşuma gitmişti. onlar bunu bana söylemeseler bile onların içlerindekileri bilmek güzel bir şeydi. bunlar ister kötü düşünceler olsun, ister iyi düşünceler. zira ben orada bir izleyiciydim ve parmağımla dokunup olaylara müdahale etmeme izin yoktu. bu bloğu okumaya başladığımdan beri kendi kendime koyduğum ve çizgisinden hiç ayrılmadığım bir kuraldı.
neyse, blog yazanlara imreniyorum diyordum değil mi. acaba artık ben de mi evimdeki saman kağıtlarına zulüm etmeyi kesip bir blog açsam ve düzenli bir şekilde oraya mı döksem diyorum içimdekileri. nasıl olsa orada da duvara karşı anlatıyormuş gibi rahat olacağım, tıpkı kağıtlarda olduğu gibi. birileri o yazıları okuyacak elbette lakin beni tanımayacaklar. bu da anonimliğin bana verdiği güvenle daha samimi yazmamı sağlayacak. evet gerçekten güzel fikir sevdim bunu. en kısa zamanda ikinci bir adım olarak bu sefer düzenli, prensipli ve inanarak bu işe koyulmaya başlayacağım.