deniz gezmiş i tanımayan gençlik

entry208 galeri ses1
    145.
  1. Kesinlikle türk gençliğidir. Gerçi alman gençleri de Rudolf von Sebottendorf'u tanımıyorlar, hangi alman'a sorduysam o kim dedi. Neyse...

    Solcu ya da sosyalist kimselerin, gençliğin deniz gezmiş'i tanımıyor olmasına kızdıklarını görüyoruz. Ama aynı gençlik hasan polatkan'ı da tanımaz, şükrü saraçoğlu'nu da bir stadyum adı zanneder. Bu gençlik de bir bok bilmiyor yahu. Nihat Soğan'ı bilirler, mankenleri de bilirler, çünkü onlar sürekli gündemde tutulmaktadır.

    Zaten gençlerin bu bilgisizliği, aymazlığı ve pişkinliği birilerinin son derece işine gelmektedir. Deniz Gezmiş'i tanısın da hain komünist mi olsun yani? Deniz Gezmiş'i merak eden adam biraz da geriye gidip Doktor Nazım'ı, Tevfik Rüştü Aras'ı da öğrenmeye, akabinde de mevcut durumu sorgulamaya başlarsa ne olacak?

    Bilgisiz bırakmak bir taktik olsa gerek. Bilgisiz türklerin bile ne kadar zor zaptedildiğini düşünürsek, bilgili türk'ü asla elimizde tutamayız mantalitesi ile hareket eden güruh ödevini gayet iyi yapmıştır.

    Hadi deniz gezmiş'i tanımayan gençlere kızıyoruz da, peki altıyüz yıl hüküm sürdüğü topraklardaki mısır piramitlerini görmezden gelen atalarımızı ne yapacağız? Ulan insan bi bakar bunlar ne bok yemeğe yapılmış diye. Peki ya Heinrich Schliemann'ın truva hazinelerini almanya'ya kaçırmış olduğunu kaç genç ya da yaşlı biliyor? Avrupa bilimde, sanatta boyut atlarken Osmanlı neyin peşindeydi acaba? Cariyelerin mi?

    Mesele, gençlerin deniz gezmiş'i tanımamaları gibi basit bir mesele değildir. Babası kahvede pişpirikten, anası altın günü ve dedikodudan başını alamayan, komşu kızı kendisine daha cazip gelen gençlikten birşey beklememiz tamamen vicdansızlık olacaktır.

    Her fırsatta yazıyoruz, bu ülkede kitap okumak ibnelikle bir sayılıyor. Pazar günü muhterem Pederimi ziyarete gittim, bana bodrum katta bana ait kitapların olduğunu söyledi, alıp almayacağımı sordu, eğer almak istemiyorsam atacağını da ayrıca belirtti. Ben kendimi bildim bileli babamın bir kez eline kitap alıp okuduğunu görmedim. Oysa benim kitaba yatırdığım parayla şimdiye kadar ev alınırdı. Vaziyet bu kadar açık ve nettir ve kitaba bu kadar değer verilmektedir bu ülkede. Benim gibi birçok insan da aynı olayı ya da benzerlerini yaşamıştır muhtemelen. Kitap parası istediği için çocuğunu döven adam gördüm ben. Kitap okuyan çocuğuna "başımıza alim mi kesilecen lan" diye kızan babayı da gördüm.

    Bir de şu açıdan bakmakta fayda var. Eğer türkiye cumhuriyeti'ni yönetmeye talipseniz ve ağzına vur lokmasını al tadında bir halkın liderliği yapmak istiyorsanız, gençlerin deniz gezmiş'i tanımalarını asla istemezsiniz.
    6 ...