hayatımı realizm ve romantizm diye ikiye ayıracak olursam carl sagan romantik yönüme denk düşecektir. bilime dair romantik düşünceleriyle her zaman gönlümde taht kuran sagan, ruhumu törpüleyen gerçekçi bakış açılarımın aksine o körelen ruhumu şahsıma geri kazandıran ve üzerine de fazlasıyla şeyler ekleyen bir adam olmuştur benim için. yani kısacası bu adam bana insan olmanın nasıl bir şey olduğunu öğretmiştir, öğretmeye de devam ediyor. bu yüzden kendisi gözümde sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir "olması gereken karakter tipi"dir. ne kadar başarabiliyorum orası tartışılır lakin şahsıma çok şeyler kattığı kesin diyebilirim.