bomboş bir yolda yürürken, ayağıma takılan taşları ceplerime doldurdum yıllarca. griden başka renk, senden başka gri tanımadım. yıllar sonra, sen olmak için, beni senden alacak, bir sen bulmak için kalbimde uçan tüm güvercinleri baykuşlar ülkesine yolladım. günler ayların ardına takılıp kaçtı bahçemden. aylar yılların...
saçlarımın griden vazgeçtiği günlerde tekrar buldum seni. içimde başsız güvercinlerle ısıttığım yokluğun el pençe... tüm yıllarımı adamışken yalnızlığa, sarhoş aşıkların kuru gürültüleri arasında zorlukla görülen bu yeni renk de ne.