biraz da kore'de bir türk'ün neler yaşayabileceğinden/yaşatabileceğinden söz edelim. bu ülkede 2012 yılından itibaren her senenin altı ayını geçirmekteyim.
sıradan bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı dört beş sene öncesine kadar, kore'de son derece olumlu bir imaja sahipti. öyle ki; benden eskilerin anlattıklarına göre gidilen her yerde el üstünde tutulan türkler çeşitli sektörlerde kendilerine yer edinmeye, çalışkan türk öğrenciler başarıları ile kore ve ülkemizde övünç kaynağı olmaktaydılar. bu devirde pek çok türk vatandaşı tarihten gelen zaaflarına yenilerek çekik gözlü insanlara gönüllerini kaptırarak bu ülkede yaşamlarını sürdürmeye karar verdiler. bu evliliklerin meyveleri ülkenin eğlence sektöründe önemli yerlere geldiler.
misal mini mini aleyna yılmaz geleceği son derece parlak bir evladımız. şimdiden büyük bir yıldız olacağına inananların sayısı son derece fazla. ailesi ile birlikte mutlu ve çalışkan bir aile olarak gösterilerek topluma rol modelliği bile yapabiliyorlar.
üniversitelerde görev alan türk hocalarımız ve hatta meslektaşım olup ders veren ceza hukukçuları bile var. onlarla ne kadar övünsek azdır.
fakat her elin parmağı bir olmadığı gibi her türk vatandaşı da kore'de güzel işler yapmıyor. ülkeye bir şekilde gelip ekmeğini kazanmaya uğraşacağı yerde itlik peşinde koşan pek çok insanımız var ki; bu insanlar ile asla ve asla diyalog kurmuyorum. çünkü, er ya da geç bir problem yaşanıyor.
ortalama zekanın üstü bir düzeyde olup, biraz da eli yüzü düzgün bir insan olarak kendisine televizyon şovlarında, filmlerde yer bulup, bir anda reklam yüzü haline gelip ülkemizi en iyi şekilde tanıtması gereken yurdum insanı, sıçıp batırıp ülkenizi son derece kötü bir imaj ile karşı karşıya bırakabiliyor. evet, kore'de genellemenin allahına rastlıyorsunuz. enes kaya adam parladı, söndü, yok oldu.
daha ufak kaşalotlar, olur da koreli bir kızı tavlarlar ise kızın parasını emip, evine yerleşip en sonunda polis zoruyla gözlem altına alınanlar bile mevcut. işin kötüsü, bu kişiler bir değil, iki değil... kürt kökenli bazı vatandaşlarımız ise japonya'da olduğu gibi iranlılar ile birlikte uyuşturucu işine girmeye yeltenseler de başaramadılar. kore polisi türk insanına hürmet etmesine rağmen artan kopuk nüfusun tabiri caiz ise anasını ağlattıktan sonra sistem tekmeyi basıyor. suç işleyen kişi kim olursa olsun, en kral dayağı yedikten sonra sınır dışı ediliyor.
son derece kuvvetli bir ailenin tek kızı ile evliliğimi yaptığım yıldan itibaren hiçbir ayrımcılığa uğramamama rağmen benim ardımdan bu maceraya atılacak türk gencinin korelilerin genelleme hastalığı ve malum şüpheleri nedeniyle zorlanacağını düşünüyorum. çünkü koreli mantığında genelleme şöyle işleyebiliyor.
televizyondaki fırlama= türk. falkenheim=türk
o zaman, falkenheim=televizyona çıkmayan fırlama.
kore'de türk vatandaşına koşulsuz saygı ve sevgi duyan o'nu "hyeolmaeng" yani kan kardeşi olarak gören yaşlı nüfus yavaş yavaş hayata gözlerini yumuyor. zaten aşırı refaha erişen sıradan bir koreli genç için ülkenin imajı şiş kebap, istanbul ve yukarıda saydıklarımdan ibaret olduğu zaman sevgi eriyip gidiyor.
ne olursa olsun kore insanı ahlaklı yapısı sebebiyle nankörlükten uzak. devlet televizyonları kahraman türk askerini halka unutturmamak için elinden geleni yapıyor. https://www.youtube.com/watch?v=98KBGvZymMA
liseli kardeşlerimizin yaptıkları gibi aşırı hayranlığa kaçmadan, dost ve tarihten gelen bağlarımızın olduğu kore'yi unutmamakta fayda var.