varlık ve zaman

entry25 galeri
    8.
  1. heidegger varlık ve zamana iki giriş yapmıştır.

    birincisi varlık'a yönelik sorunun anlamını inceler, ikincisi ise Heidegger'in kendi metolojisini ortoya koyduğu bölümdür.

    Belli durumlarda büyük felsefi eserlerin girişleri düşünce sisteminin çekirdeğini içerirler, öyle ki, giriş ya da önsözün kavranması neredeyse eserin tamamının kavranması anlamına gelir. Bu durumun en açık örneği ise Kant saf aklın eleştirisi'dir.

    birinci girişte heidegger kendi düşüncesinin cesur ve geniş bir taslağını vermekte bize. dolayısıyla oldukça zor anlama açısından ve ciddi ve yorucu bir okuma gerektirir. bu girişin heidegger'i anlamak açısından önemli olduğundan bir kaç kere okumakta yarar var.

    birinci girişte heidegger herşeyden önce zor ve eşi benzeri olmayan bir soru soruyor. Bu soruya da Seinsfrage sorusu yada ''varlık sorusu'' diyor. Daha iyi bir çevirisi ise to be (olmanın/olmamanın)'nin ne anlama geldiğini soruşturmak.

    Burada şöyle bir soru sorulabilir. ''böyle bir soru sormanın herhangi bir anlamı var mıdır?''

    her ne kadar, herhangi bir şeyi bilmek için kişinin varolmasının zorunlu olması doğru olsa da, diğer taraftan, birşeyi bilmeden önce, kendi varoluşumun açık seçik bir farkındalığına sahip olmam gerektiği doğru değildir. aslında, insan deneyiminin çoğunluğu bunun tersini kanıtlar.

    birinin normal bilişsel deneyiminde bilinen şey daima bir nesle ya da şey(thing) ya da şeyler arasındaki ilişkiler türünde bir şeydir. Kendini tanıyan farkındalık çok gelişmiş bir farkındalıktır. çünkü kendini tanımak normal bilme biçimini aşmayı gerektirir. ki bu normal bilme biçimi, bilinen şeyi bir nesle olarak düşünür.

    bazı pozitivistlerin yaptığı gibi şu şekilde akıl yürütmek yanlıştır : Bilgilerimizin çoğu duyular tarafından deneyimlenebilen nesnelerin bir bilgisidir ve nesne diliyle elde edilebilirler(ki bu doğrudur),

    dolayısıyla buradan şu sonuç çıkar, tüm bilgi ve dil bu türdendir (ki bu yanlıştır).

    ancak varlık sorusu konusunda bile dilin karşılık geldiği ve onu açık hale getirdiği bir ilkel vaka vardır, ve bu vaka bizim kendi varoluşumuzdur.

    dolayısıyla heidegger'in sorduğu soru şudur. Kendi varoluşumuza yönelik sahip olduğumuz bu muğlak farkındalığı nasıl açık hale getireceğiz ?
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük